Süt sığırcılığında yılgınlık kaynağı: Streptococcus uberis

Geri Dön
Süt sığırcılığında yılgınlık kaynağı: Streptococcus  uberis

Uzun zaman önce, 1967 yılında, ‘Mastitis kontrolü: yöntemler ve ilerleme’ başlıklı bir sempozyumda G.H. Schmidt mastitisin ‘süt üreticilerinin karşı karşıya olduğu en maliyetli hastalık olmaya devam ettiğini’ belirtmiştir.

Günümüzde mastitisin kontrolüne ilişkin çok sayıda araştırma yapılmasına ve çaba sarf edilmesine karşın bu hastalık sorun yaratmaya devam etmektedir ve halihazırda süt ineklerinin en maliyetli hastalığıdır. Hastalık çiftliğin net karını hem doğrudan hem de dolaylı olarak sınırlamaktadır. Antibiyotik nedeniyle atılan süt ve süt verimindeki düşüş mastitisle ilişkili maliyetlerin yaklaşık %70’ini teşkil etmektedir. Bu kayıplar yetiştiriciyi etkilemektedir. 

Mastitis işletmedeki ineklerin %40’a kadar olan kısmını etkileyebildiği gibi, bir sütçü işletmede tek başına hastalıklardan kaynaklanan yıllık maliyetin %38’den fazlasını da oluşturabilir. Kaba bir hesapla, mastitis dünyadaki süt sektörüne yıllık 25-30 milyar dolara mal olmakta, bu miktar da yıllık süt cirosunun yaklaşık % 9-10’una tekabül etmektedir.

Strep. uberis nedir ?

Süt verimlerinin artırılmasına ihtiyaç duyulan günümüz süt piyasasında, mastitis süt üreticileri ve veteriner hekimler açısından zorlu bir hastalık olmaya devam etmektedir. Çevresel kaynaklı majör mastitis etkenlerinden Streptococcus uberis modern yetiştiricilik yapılan ve özellikle büyük işletmelerde prevalansı günden güne artış gösteren bir patojendir.  

Streptococcus uberis kaynaklı mastitisler, defalarca tedavi edildiği halde yine tekrarladığından veteriner hekim ve yetiştiriciler için yılgınlık kaynağıdır. Bu nedenle, takım çantamızda klinik ya da subklinik vakalarda Strep. uberis için özel olarak tasarlanmış başka araçlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Streptococcus uberis: yılgınlığın tarihçesi

Artan süt verimi, beslenme, genetik, gibi faktörler göz önüne alınsa bile, geleneksel mastitis kontrol programlarının mevcut enfeksiyonların ortadan kaldırılması ve bir inekten diğerine bulaşmanın azaltılmasına dayandığı açıktır. Bu durum bulaşıcı mastitislerin kontrolü açısından mantıklıdır, fakat etkenin çevresel patojenler olduğu durumda bu patojenler üzerine etkisi oldukça düşüktür. Bahse konu son grupta özellikle Streptococcus uberis’e dikkat edilmelidir. Bu etkenin önemi son on yıllarda gittikçe artmıştır.

Strep. uberis insidensindeki artış

Modern süt işletmelerinde sürü yönetiminin iyileştirilmesine paralel olarak subklinik mastitisin prevalansı da azalmaktadır. Klinik mastitis halen dünya çapındaki süt işletmelerinde yaygın ve maliyetli bir hastalıktır (IDF, 2005; Hogeveen ve ark., 2011). 

Yıllarca Streptococcus uberis birçok ülkede klinik mastitise neden olan en önemli patojen olmuştur.

Strep. uberis’in göreceli öneminde geçtiğimiz yıllarda istikrarlı bir artış görülmektedir (Şekil 2). Örneğin, Birleşik Krallık’ta klinik mastitis vakalarının %17, 21, 24,5 ve 32’si sırasıyla 1969, 1980, 1993 ve 2005 yıllarında bu türle ilişkilendirilmiştir. Almanya’da bu oran 1983 yılında %10 iken 2013 yılında %25’e yükselmiştir.

Strep. uberis özellikleri

Strep. uberis kanlı agarda 30oC ila 37oC’de gelişmektedir, gelişen koloniler 24 ila 48 saatlik inkübasyon süresinden sonra 1 ila 2 mm’lik bir çapa erişir. Ortama %0,1’lik eskülin ilavesi bakteri identifikasyon şansını arttırır, çünkü Strep. uberis ve enterokoklar eskülini glikoz ve eskületine hidrolize etmektedirler, ultraviyole ışık altında petrinin incelenmesi ile bu tanı konulabilir. Halihazırda birçok laboratuvar rutin örneklerde Strep. uberis’in selektif identifikasyonunu yapmamaktadır. Meme lobundan alınan süt numunelerinin mastitis patojenleri yönünden mikrobiyolojik incelemesi gibi ileri tetkik gerektiren analizler yükselen maliyet baskısı dolayısıyla tercih edilmeyip, identifikasyon genellikle eskülini hidrolize eden streptokoklarla sınırlı olup, Strep. uberis ve enterokokların ayırıcı tanısı ya da eskülini hidrolize etmeyen streptokokların identifikasyonu konusunda yetersiz kalmaktadır.

Strep. uberis virulans özellikleri

Strep. uberis’in birçok virulans faktörü bilinmektedir. Ancak, farklı izolatlar arasında virulans faktörleri arasında dikkate değer farklar bulunmaktadır. Biyofilm üretimi önemli bir virulans faktörü olup, konağın savunma sistemini zayıflatıp aynı zamanda etkenin antibiyotiklerden korunmasını da sağladığından tekrarlayan ya da persistent enfeksiyonların da muhtemel nedenidir. Strep. uberis suşlarının neredeyse tamamı in vitro biyofilm üretme yeteneğine sahiptir. Dahası, Strep. uberis tarafından üretilen enzimler bu patojenden kaynaklanan enfeksiyonların yayılması için karar verici rolde olup, patojen meme bezinin düzgün gelişimini engellemekte ve dokuda kapsüllerin oluşmasını uyarmaktadır.

Strep. uberis’in doğal yaşam ortamı

Streptococcus uberis süt ineklerinde yaygın olarak klinik ve subklinik mastitise sebep olan bir bakteridir. Hem hayvanlarda hem de hayvanın yaşadığı çevrede kolonize olma yeteneğine sahiptir ve gübre, altlık materyali gibi organik maddelerde baskın olarak bulunmaktadır. Streptococcus uberis sığırların sindirim kanalında (dudaklar, tonsiller, rumen, rektum ve dışkı), solunum kanalında, ürogenital kanalda, enfekte yara, apse ve deride, ayrıca meme başı deliği, meme başı kanalı, meme başı derisi ve enfekte meme kanallarında bulunur.

Strep. uberis kaynaklı mastitislerin yayılması

Streptococcus uberis özellikle ineklerin kendini yalama ve tımar davranışından dolayı sindirim kanalı yoluyla yayılmakta, süt ineklerinden alınan deri numunelerinin yaklaşık %50’si Streptococcus uberis pozitif olarak tespit edilmektedir. İneklerin çevresinin dışkıyla bulaşması da yayılmaya katkıda bulunmakta olup inek dışkı numunelerinin yaklaşık %25’i Streptococcus uberis pozitif olarak tespit edilmiştir. İneklerin otladığı meralarda da otlamadıkları meralara oranla daha yüksek düzeyde Streptococcus uberis tespit edilmiştir. Barınakların serbest alanlarındaki altlıklar veya bölme (serbest durak) altlıklarının dışkıyla bulaşması da Streptococcus uberis düzeylerinin yükselmesine yol açar, özellikle saman veya talaş gibi organik inek altlıkları üremeyi daha da kolaylaştırır. Çevrede Streptococcus uberis varlığı meme başları ve meme uçlarında bulaşmaya, ayrıca sonrasında yüksek bakteri sayılarının tespit edildiği meme içi enfeksiyonlara, dolayısıyla enfeksiyon oranlarının artmasına yol açar.

PATOGENEZ

Streptococcus uberis’in neden olduğu yeni meme içi enfeksiyonların hem çevredeki bir rezervuardan hem de diğer ineklerden kaynaklandığı düşünülmektedir (Zadoks et al., 2003). 

Streptococcus uberis birincil olarak fırsatçı bir çevresel patojen olmasına rağmen bazı sürülerde artan düzeyde inekten ineğe bulaşma karakteristiği gösterebilir. Streptococcus uberis geçici ya da persiste meme içi enfeksiyonlara sebep olabilir.  Strep. uberis laktasyon döneminde ya da kuru dönemde,  kısa veya uzun süreli antimikrobiyal tedavi sırasında da geçici enfeksiyon şekillendirebileceği gibi persistensini de devam ettirebilir (Zadoks ve ark., 2011). Enfeksiyonun süresi belirli suşlardan ziyade inekle ilgili faktörler tarafından belirlenmektedir. 

Enfeksiyonun süresi genellikle uzundur, çünkü subklinik enfeksiyonların ortaya konulması CMT ya da SHS verilerinin değerlendirilmesi sonrasında mümkün olduğundan bu tür testleri kullanmayan işletmelerde fark edilmeyip dolayısıyla tedavi de edilmemektedir. Subklinik enfeksiyonlar mastitisin kontrolünü güçleştirmektedir. Klinik vakalar Streptococcus uberis’in neden olduğu enfeksiyonların büyük bölümünü teşkil edebilir ve her zaman kısa sürmeyebilir.

Suşlar arasında klinik mastitise neden olma yeteneği hem fagositoza karşı dayanma direnci hem de konakçının nötrofilleri tarafından öldürülmeyle ilişkilidir (Leigh ve ark., 1990).

Streptococcus uberis suşlarının patojenitesi konakçıya adapte bir tür olma veya olmamaya dayalı olarak farklılık arz eder (Tassi ve ark., 2013). Yakın tarihli araştırmalar Streptococcus uberis’in in vitro ortamda biyofilm üretme yeteneğini ortaya koymuştur, bu yetenek meme bezinde tekrarlayan enfeksiyonlara veya persiste enfeksiyonlara yol açabilecek önemli bir virulans faktörüdür (Schönborn ve ark., 2017)

Strep. uberis kaynaklı mastitisler ve ayrıcı tanısı

Herhangi bir meme içi enfeksiyonda olduğu gibi, Streptococcus uberis ile enfekte meme loblarından elde edilen sütün görünümündeki değişiklikler subklinik vakalarda görünür olmayabilir, klinik vakalarda ise sütün olağan denatürasyonu sonucu pıhtılı olarak gelmesi, bazen memenin şişmesi ve hasta ineklerde sütün sulu olarak gelmesi gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir. Streptococcus uberis kaynaklı klinik mastitis vakaları yaygın olarak   1. Derece (sadece sütün etkilendiği), 2. Derece (süt ve memenin etkilendiği) ve vakaların sadece az bir kısmının evrildiği 3. Derece (süt, meme ve ineğin etkilendiği) olarak görülebilir.

İster Strep. uberis isterse de diğer mikroorganizmalardan kaynaklansın, mastitis sonrasında iyileşen meme lobları tekrarlayan enfeksiyon riski taşırlar. 

Yetiştiriciler ve veteriner hekimlerle yaptığımız görüşmelerde, Strep. uberis kaynaklı tekrarlayan klinik mastitis vakaları hakkında yaygın bir yılgınlık ve bezginlik ortaya çıkmaktadır, bu etken tekrarlayan klinik mastitis etkeni olarak tanımlanmaktadır. Bu yaygın inanışa etki eden birtakım faktörler söz konusudur:

lKlinik mastitisin yetiştirici tarafından tespiti daha kolaydır ve subklinik vakaların büyük bölümü eğer CMT ya da SHS verileri düzenli aralıklarla alınıp kaydedilmiyor ise memede farkedilmeden devam etmektedir.

lStrep. uberis prevalansı klinik mastitisli süt örneklerinde subklinik mastitisli süt örneklerine göre daha yüksektir, bu nedenle klinik bir vakadan Strep. uberis pozitifliğin belirlenme ihtimali, subklinik vakaya göre daha yüksektir.

lGenelde klinik mastitis tekrarlama eğilimindedir, nitekim klinik vakaların yaklaşık yarısı tekrarlamaktadır. Strep. uberis’de ise, bir inek veya bir meme lobunda geçmişte Strep. uberis izole edilmişse aynı inek ya da meme lobunda aynı etkenle ileride yeniden enfekte olma riski artmaktadır.

lStrep. uberis kaynaklı kronik/persiste enfeksiyonların seyri iyi tanımlanmış olup, bu durum Strep. uberis’in memede kalmasına olanak sağlayan adezyon veya biyofilm üretimi gibi virulans faktörlerinin varlığıyla açıklanabilir.

Strep. uberis, yetiştiricinin veteriner hekime “İneği tedavi ettikten sonra tam arınma sonrası o ineğin sütünü de artık ana tanka sağacakken klinik mastitis tekrar başladı, o zamana kadar her şey yolunda gitmekteydi.” şeklindeki tipik yakınmasının büyük oranda sebebidir.

Streptococcus uberis kaynaklı meme içi enfeksiyonlar ne zaman oluşur ?

Süt inekleri en yaygın olarak kuru dönemde çevresel kaynaklardan enfekte olmakta, bu da genellikle izleyen laktasyonda ortaya çıkan klinik vakalarla sonuçlanmaktadır. Ancak enfeksiyon aynı zamanda laktasyonun ilk 75 gününde ortaya çıkabilir ki bu da laktasyonun geri kalanından daha riskli bir dönemdir.

Klinik mastitis vakalarının %60’a kadar olan kısmı kuru dönem kaynaklı olup, en yüksek enfeksiyon oranları kuruya çıkarmayı takip eden günlerde ve doğumdan hemen önce görülmektedir. İleri identifikasyon teknikleri ile yapılan çalışmalarda bazı Streptococcus uberis enfeksiyonlarının persiste hale gelip sonrasında bulaşıcı karakter kazandığı bildirilmektedir.

Strep. uberis mastitisleri ne kadar sürer

Streptococcus uberis enfeksiyonlarının süresi dikkate değer düzeyde değişkenlik gösterebilmekle birlikte enfeksiyonların yaklaşık %60’ı 30 günden kısa sürmekte, ancak yaklaşık %18’inin kronik hale gelip 100 günden uzun sürebileceği değerlendirilmektedir. Streptococcus enfeksiyonlarının kuru dönem boyunca devam ettiği ve 20 aya kadar sürebildiğine ilişkin bildirimler vardır.

Strep. uberis mastitislerinde tedavi 

Mevcut durumda laktasyon ve kuru dönemde Strep. uberis’in kontrolü amacıyla meme içi antibiyotikler yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte, tedavi her çiftlikte istenen düzeyde başarılı olamamakta ve klinik mastitis vakalarının %51’i rutin tedavilere yanıt vermekte yetersiz kalmakta, ayrıca uzayan sürelerde ve prospektüs dışı kullanım protokolleri gerekmektedir (5-8 gün). Strep. uberis genellikle penisilinler ve diğer beta-laktam antibiyotiklere duyarlıdır ve Strep. uberis için penisilinler ve diğer beta-laktamların minimum inhibitör konsantrasyonları oldukça düşüktür. Birçok çalışma tedavi süresinin 8 güne uzatılmasının bakteriyolojik tedavi oranını (özellikle genç hayvanlarda) arttırmak için faydalı olduğunu göstermektedir. Oksitosin uygulaması veya sık sağım tavsiye edilmez, çünkü bu tedbirler meme bezinde Strep. uberis’in çoğalma oranını daha da arttırmaktadır. 

Strep. uberis’in neden olduğu meme içi enfeksiyonların kuru dönemde tedavi edilmesi, izleyen laktasyonda bu tür enfeksiyonların önlenmesi için büyük önem arz etmektedir. Mastitisin önlenmesi amacıyla kuru dönem tedavisinin günden güne artan sayıda ülkede yasaklandığı dikkate alındığında, ileride kuru dönemdeki yeni Strep. uberis enfeksiyonu sayısında artış beklenebilir.

Strep. uberis kaynaklı mastitislerden korunma

İşletme Hijyeni

Meme içi enfeksiyon başlamadan önce, ilkin meme başları veya meme yüzeyinde bulaşma şekillenir. Kapalı barınaklarda sağımlar arasında bulaşma riski hayvanların yattığı zemin, inek başına düşen alan, altlık materyali, altlık materyali ekleme/değişim sıklığı, temizlik,  dezenfeksiyon ve ineklerin bölmelerinde kalma süreleri gibi etkenler tarafından belirlenmektedir. Çevresel mastitis etkenleri kaynaklı enfeksiyon oranının yaz aylarında en yüksek düzeyde olması, altlık materyalindeki bakteri sayısının yaz aylarında artması nedenlidir.

İşletmede dinlenme alanı hijyeninde büyük çaba harcandığının göstergesi temiz meme başlarıdır.  Hedef, hayvanların %90’ından fazlasının meme başlarında sadece birkaç kaba kir parçasının olması ve bunların tek kullanımlık bir mendil veya benzeri bir malzemeyle basitçe uzaklaştırılabilmesidir. Beslenme dengesizliklerinin yanında hayvanların kuru madde tüketimindeki değişkenlikler de Strep. uberis kaynaklı klinik mastitisin artışıyla ilişkilidir.

Sağım

Makineyle sağım Strep. uberis’in meme bezlerine yayılmasına neden olabilir, sağımdan önce meme başlarının dikkatli bir şekilde temizlenmesi bunu önleyebilir. Bunu yapmak için zorunlu olmasa da sağımdan önce dezenfeksiyon tedbirleri alınmalıdır. Oldukça önemli bir nokta da, ön daldırma solüsyonun silindiği bezlerin üzerinde ya çok az miktarda sarımsı renkte kalıntı bırakması ya da kalıntı bırakmamasıdır.

Barınak hijyeni

Sağım öncesinde memenin sağıma hazırlanması da dahil olmak üzere ineğin yaşadığı çevrede hijyen idaresi optimize edilerek memenin uç kısmının Streptococcus uberis ve E. coli gibi diğer çevresel mastitis patojenlerine maruziyetinin asgari düzeye indirilmesi yeni meme içi enfeksiyon oranlarını önemli ölçüde azaltacaktır.

Yeni enfeksiyonların %50’sine kaynak teşkil etmeleri dolayısıyla doğum öncesinde kullanılan altlıkları kontrol altında tutmak özellikle önem taşımaktadır. Kalsiyum karbonat veya süperfosfat (monokalsiyum fosfat) bakteri üremesini kontrol altına almak için bu alanlara günlük olarak uygulanmalıdır. Saman altlığın günlük olarak rotavatör veya tırmıkla ters yüz edilmesini kapsayan altlık kompostlama işlemi bu tür mastitisin kontrol altına alınmasına önemli ölçüde yardımcı olur. Kalsiyum karbonat veya süperfosfat da ahırlarda kullanılmalı, barınaklar kuru ve temiz tutulmak için havalandırılmalıdır. Bu tür mastitis kaynakları hayvanlar meraya çıktığında da görülür, çünkü hayvanlar belirli yerlerde toplanırlar (ör. gölge veya temiz hava için ağaç altları). Kritik konumlarda bundan kaçınılmalıdır. Sağımhane de birçok yeni enfeksiyon etkenini barındırmaktadır, özellikle sağım başlıklarının takılması sırasında hava girişine bağlı olarak bu durum söz konusu olmaktadır. Bu durumu önlemek için meme başları sağımdan önce iyodin, klorhekzidin veya klorin dioksitle dezenfekte edilmelidir. Sağım başlıkları takıldığı sırada ne kadar az hava girişi söz konusu olursa, Strep. uberis kaynaklı mastitisin enfeksiyon oluşturma riski de o kadar düşük olacaktır. Yapılan çalışmalara dayanılarak bazı suşların bulaşıcı olduğu bildirilmekteir. 

Kuru dönem tedavisi

Kuru dönemde yeni enfeksiyon oranları yüksektir, bu nedenle yeni enfeksiyonların hijyen yönetimi ve meme tıkacı yöntemleriyle önlenmesi mevcut enfeksiyonları ortadan kaldırmak için kuruya çıkarmada yapılan antibiyotikle tedavi kadar önemlidir.

Peki gelecekte ne olacak?

Genellikle korunmanın tedaviden daha iyi bir yöntem olduğu söylenir, mastitis kontrolü de bu açıdan istisna değildir. Beş noktalı mastitis kontrol planının on yıllarca süreyle uygulanmasının ardından süt kalitesi ve meme sağlığında sağlanan gelişimde (klinik mastitis oranındaki azalma ve somatik hücre sayısındaki düşüş), baskın patojenlerin bulaşıcı  kökenli olanlardan çevresel kökenli olanlara doğru yönelmesinin ardından, bir miktar duraklama meydana gelmiştir (Şekil 3).

Şimdiye kadar ineğin çevresel hijyen idarenin iyileştirilmesi ile E. coli ve koliformlara karşı aşılama yoluyla çevresel mastitisin kontrolünde gerçekleşen iyileşmeler inkâr edilemez fakat Streptococcus uberis’in sebep olduğu yeni enfeksiyonların oranının azaltılması için yeni araçlara her zaman ihtiyaç vardır.

Sonuç 

Epidemiyolojinin çevresel bir bakteri lehine değişikliğe uğradığı ve bunun da Strep. uberis prevalansında artışa yol açtığı gerçeği göz önüne alındığında, gelişmiş ülkelerin mücadele etmek zorunda olduğu en fazla yılgınlık yaratan bakteri Strep. uberis’tir ve durum günden güne kötüleşmektedir. Antibiyotiklere karşı direncin artmasına ilave olarak, uzayan tedaviler ve antibiyotik kullanımına ilişkin kısıtlamalar geleneksel mastitis kontrol programlarının ana kolonlarından birisini etkilemektedir. Bu durum bizleri antibiyotik olmayan alternatif ürünler bulmaya zorlamaktadır. Buraya kadar yazdıklarımızdan Mastitis Kontrol Programında değişikliğe ihtiyacımızın olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Zira ‘Geleneksel’ (bulaşıcı) bakterilere karşı işe yarayan yöntemler en fazla yılgınlık veren bakteriye karşı çalışmamaktadır.

En nihayetinde, mevcut stratejiler Strep. uberis’in kontrolü için yeterli değildir ve alet çantamızda yeni yaklaşımlar ve araçlara gereksinim vardır. Şimdiye kadar Strep. uberis’e karşı spesifik, hedefli ve özel araçlar bulunamamıştır. Strep. uberis’in kontrolündeki bir zayıf nokta da, hayvanların enfeksiyonla mücadeledeki direncini arttırma noktasıdır ve bunu güçlendirmek için Strep. uberis’e karşı özel bağışıklık (aşılama) sağlanmalıdır.

Strep. uberis birçok ülkede klinik mastitise neden olan en önemli patojenlerden birisidir ve klinik mastitis vakalarının yaklaşık üçte birinden sorumludur. Strep. uberis’in biyofilm oluşumu da dahil olmak üzere bir dizi virulans faktörle teçhiz olduğu bilinmektedir. Strep. uberis her yerde bulunan bir mikroorganizma olup, dolayısıyla hayvanlarda bulunmasının dışında yaşadığı çevrede de kolonize olur. Strep. uberis’in neden olduğu klinik mastitis vakaları bakım, besleme ve sağım  hijyeniyle (temizlik ve kuruluk) açıkça ilintilidir. Uzun süreli antibiyotik tedavisi etkili bir yöntemdir ancak genellikle bu tedavinin ardından yeni enfeksiyonlar şekillenmekte, bu enfeksiyonlara da başka bir Strep. uberis suşu sebep olmaktadır. Strep. uberis enfeksiyonun öncelikle klinik olarak şiddetini azaltan etkili bir aşı büyük fayda sağlayacaktır.

Bütün mastitis kontrol planları süt ineklerinin refahı için klinik mastitis tedavisini içermelidir. Özellikle başarılı şekilde tedavi edilmesi güç olan başta Streptococcus uberis kaynaklı mastitis vakaları olmak üzere enfeksiyonun tekrarlaması ve inekten ineğe bulaşması nedeniyle, tedaviye dayanan mastitis kontrol programları -eğer farklı enfeksiyon kaynaklarından köken alan yeni mastitis enfeksiyon oranlarını azaltmak için önemli kontrol tedbirleri içermiyor ise- başarısız olmaya mahkumdur.

Yılgınlık yaratan bu patojeni kontrol altına alabilmek hem çevre hem de enfekte ineklerden kaynaklanan yeni Streptococcus uberis enfeksiyonlarını azaltmak amacıyla, alet çantamızda daha fazla alete ihtiyacımız var ve sonuç olarak Streptococcus uberis kaynaklı mastitise karşı bir aşı uzun süreden beri dünyadaki birçok veteriner hekim ve yetiştiricinin arzusudur.

Haber ve dergilerin içeriklerini görebilmek için