2006 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun olan Okan Tüysüz, ilk iş hayatına bir kanatlı entegrede başlıyor. Askerlik hizmeti sonrasında 5 yıl kadar beşeri alanda Tıbbi Tanıtım Temsilciliği yapıyor. Hayalleri başkaydı ancak beşeri alandaki o dönemdeki gelişmeleri yeteri kadar heyecan verici bulmadığı için bir veteriner ilaç firmasından gelen teklifle “Özüme döneyim” diyerek veteriner alana geçiş yapıyor.
2012 yılından 2024 yılına kadar farklı firmalarda Ürün Müdürlüğü en son görev aldığı firmadan da Kıdemli Ürün Müdürlüğü pozisyonuna kadar yükseliyor ve oradan da Mayıs 2024’de ayrılarak yeni bir göreve adım atıyor.
Okan Tüysüz yeni görevini şu şekilde tanımlıyor: “Şimdi Beta Ailesi içerisindeyim. Burada Ticari Pazarlama Müdürlüğü yapıyorum. Bu görevi kısaca hem pazarlama müdürü hem de satış müdürü pozisyonlarının görev tanımlarının toplamı olarak açıklayabilirim. Ticari Pazarlama Müdürü olarak, hem hayallerimi gerçekleştiriyorum hem de pazarlama anlamında veteriner hekimlere hitap edecek stratejiler geliştiriyorum. Ürünü belli bir yerde konumlandırmayı, rekabete göre farklı özelliklerini ön plana çıkarmayı ve veteriner hekimler tarafından neden kullanılması gerektiğini düz bir ifadeyle anlatmaya çalışıyorum.
Aynı zamanda 6 kişilik bir ekibim var. Ekip arkadaşlarım Beta Pet Health çatısı altında İş Geliştirme Yöneticisi olarak görev yapıyorlar. Ekip olarak Beta Pet Health´in markaları olan UNIQUE, TheraVet, VetPrive ve son olarak yeni lanse ettiğimiz kedi ve köpeklerde viral ve bakteriyel hastalıklara karşı bağışıklık güçlendirici olarak kullanılan Immushield´i veteriner hekimlerimizle buluşturuyoruz. Immushield özellikle hekimlerimizin FIP tedavisinde destek amacıyla kullandıkları ve son derece pozitif geri dönüşleri olan bir ürün olarak sahada fark yaratmaya başladı.”
Beta Pet Health Ticari Pazarlama Müdürü Okan Tüysüz’e bundan sonraki faaliyetlerinde neler yapacağını sorup, firmayı da tanıtmasını isteyerek sorularımızı yöneltiyoruz.
Beta Group’u bize bir tanıtabilir misin?
BETA Group şirketleri 1993 yılında Sayın Mustafa Keşçi tarafından kurulmuş olup çeşitli sektörlerde hizmet veren köklü ve geleneklerine bağlı bir aile şirketidir. Öncelikle ruminant ürünlerini veteriner hekimlerimizle buluşturan bir ecza deposu iken sonrasında farklı bir karar alarak odağını veteriner pet sektörüne çevirmiştir. Ailenin ikinci kuşak temsilcisi Genel Müdürümüz Sayın Okan Keşçi ile beraber veteriner pet sektöründe yeni bir çığır açma hedefiyle yola çıkılarak UNIQUE Super Premium Kedi ve Köpek mamaları piyasaya veriliyor.
UNIQUE Veteriner Prescription Diet Mama serisinin lansmanı ile birlikte veteriner hekimlerimizin kullanımına sunulan yerli üretim üst kalite mama üretiminde ilk ve tek firma olarak sektörde ses getiriyor.
Bu markalarımız dışında yine ülkemizde üretilen, satış ve tanıtım faaliyetlerini Beta Pet Health olarak bizlerin yürüttüğü kedi ve köpekler için doğal bağışıklık güçlendiricisi olan Immushield ürününün lansmanını yapıyoruz. Sadece 1,5 aydır piyasada olan Immushield´i kullanan çok sayıda veteriner hekimlerimizden aldığımız yorumlara göre Immushield özellikle kediler için büyük bir sorun olan ve Feline Coronavirus tarafından oluşturulan FIP hastalığında inanılmaz iyi sonuçların ortaya çıkmasına katkı sunuyor.
Yine yakın zamanda farklı projelerimiz ile değerli veteriner hekimlerimizin sorun çektiği noktalara parmak basarak çözüm önerilerimizi onlarla buluşturacağımızı önemle belirtmek isterim.
Uzun yıllar ruminant veteriner hekimlerine yönelik çalıştınız, şimdi pet sahadasınız, neler söyleyebilirsiniz bu konuda?
Açık söylemek gerekirse her iki sahadaki veteriner hekimlerimiz de genellikle aynı fakültelerden mezun oluyorlar. Sadece hizmet verdikleri kesimler ve kliniklerin yerleri biraz farklı konumlanıyor. Ruminant hekimleri ağırlıkla köylerde-kasabalarda hizmet veriyorlar. Merkezde de konumlanıyor ama hitap ettikleri kesimler tamamen birbirinden ayrılıyor. Sonuçta orada da bir tüketici var, burada da bir tüketici var.
Bu anlamda veteriner hekimlerin kendini günden güne geliştirmesi gerekiyor ki son tüketiciye hitap edebilsin ve fark yaratabilsinler.
Peteveyn dediğimiz kedi ve köpek sahipleri genellikle şehir merkezlerinde yaşayan lisans eğitimi görmüş ve internet çağına uyum sağlamış bir kesimi oluşturuyorlar ve patili dostlarımıza bir aile bireyi gibi bakıyorlar. Bu anlamda kullandıkları kelimelerden tutun da hitabetlerine kadar tamamiyle farklılık barındırıyor olsa da pazarlama anlamında benim yapacağım iş yine aynı. Sonuçta bir ürün var. Belki veteriner hekimlerimize ulaşırken uyguladığımız taktikler farklı olacak ama sonuç itibariyle yaratıcı pazarlama işin özünü oluşturacak ve bu ürünlerin stratejilerinin belirlenip, o strateji doğrultusunda bütün tanıtım temsilcilerimizin uyumlanarak veteriner hekimlerimizi bilgilendirmesi ve onlara çözüm ortağı olması gerekiyor. Bu anlamda yaratıcı projeler ve pazarlama ekipmanları ile veteriner hekimlerimize ulaşarak fark yaratmaya odaklanacağız.
Dünyada olduğu gibi evcil hayvan mama pazarı Türkiye’de de önemli bir Pazar haline geldi. Hem ithal hem de yerli üretimde oldukça çok firma yer alıyor. Bu anlamda sizi farklılaştıran ne olacak?
Özellikle kedi ve köpeklerin beslenmesinde, besin içeriklerinin tedavi etkilerini de gözeterek, medikal tedavi ile birlikte iyileşme sürecine destek olan veteriner reçeteli diet (Prescription) mamaların ülkemizde üretilebilmesi belki de hepimizin ortak hayaliydi. Çok titiz şekilde hazırlanmış bilimsel çalışmalarımız, alanında uzman danışman kadromuz ve "Sürekli Gelişim" ilkemizle "Yeni ve Yerli" Veteriner Reçeteli Diyet Mama serisini piyasaya veren ilk Türk firması olmaktan gurur duyuyoruz. Ayrıca bu mamalarımızın yerli üretim ile sürdürülebilir bir şekilde piyasada bulunmaya devam etmesi de sektörde Beta Pet Health´ı ön plana çıkaran başka bir özellik. Sizin de belirttiğiniz gibi pazardan pay almaya çalışan birçok ürün ve firma bulunuyor. Veteriner kliniklerinin yanında marketlerde ve petshoplarda da çok fazla ve farklı markalarda kedi ve köpek maması bulunuyor. Ancak bana göre önemli olan mamaların içeriğinde kullanılan hammaddeler.
UNIQUE olarak biz tamamen farklı bir çizgide ilerliyoruz. Özellikle kullandığımız ham madde içerisindeki protein kaynağı, insanların tüketimine sunulabilecek protein kaynağından ibarettir. Bu ne demek? Tavuk kullanıyorsak insanların yiyebileceği tavuğu kullanıyoruz. Kırmızı et, balık yine insanların tüketimine hitap edecek standartta oluyor. Yani atık malzemeler olan tavuk gagası-ayağı veya bunlardan üretilmiş tozlardan kemik unu, kan unu gibi tozları kullanmıyoruz. Yine ayrıca mide ve bağırsak sağlığını desteklemek amacıyla UNIQUE marka mamalarımızda en kaliteli probiyotikleri kullanıyoruz. Piyasada da satılan hazır mamalarda da probiyotik kullandığı iddia ediliyor. Bu mamaların çoğunda kullanılan probiyotikler kalitesiz ve mide asidine dayanamayarak parçalanıyorlar. Bu sayede bağırsağa geçemeyerek etki sağlayamıyorlar.
UNIQUE mamalarda ise biz Bacillus spp. içeren en kaliteli probiyotikleri kullanıyoruz. Bu probiyotik mide asidine dayanıklı olduğu için bağırsağa hızla ve maksimum oranda geçiş yaparak mide ve bağırsak sağlığının korunmasına destek oluyor. Bu sayede iyi bakteri kültürünü bağırsaklarda fazlalaştırıp, o kötü etkiyi ortadan kaldırmaya yönelik daha hızlı sonuçlar elde edebiliyorsunuz. Yani UNIQUE Super Premium kategorisindeki Regular serisi ve Veteriner Prescription Diet serisi ile kalitenin peşinde koşan bir marka olarak sektörde ses getiriyor. Hem kaliteli ham maddelerle üretim yapan hem de sonuç odaklı olarak düzgün bir fiyat politikası izleyen bir yapıya sahibiz. Bizi diğer firmalardan ayıran da işte bu özelliklerimiz.
Veteriner Pet Sağlığı ve Mama pazarı son yıllarda özellikle pandemi ile beraber ciddi bir büyüme gösterdi. Özellikle Avrupa´da kedi ve köpek sahiplenme oranı son dönemde altın çağını yaşıyor. Bu, ülkemiz için de aynı çizgide seyrediyor. Çağımızda hem Avrupa hem de Türkiye´de insanlarda doğum oranı düşme eğilimi gösteriyor. Ancak insanlar bu eksikliği peteveyn olarak kapatıyorlar ve kedi ile köpekleri evlatları gibi görüyorlar. Sevgiyi, ilgiyi onlar üzerinden paylaşıyorlar ve giderek tek yaşamaya başlıyorlar. Farkındaysanız zaten gitgide yaşam alanları da küçülüyor. Dairelerin metrekareleri de giderek küçülmeye başladı. Haliyle kedisiyle, köpeğiyle yaşayan bir yapı oluşmaya başladı büyükşehirlerde. Bu da pet pazarını yani mama ve besin destek ürünleri pazarının gitgide büyümesine yol açıyor. Bu büyüme rakamları da pet pazarında inovatif fikirlerin gelişimini destekliyor. Biz de bu doğrultuda ürün gamımızı şekillendirerek yeni ve farklı ürünleri sektöre armağan etmeyi planlıyoruz. Veteriner hekimlerimiz bizi takip etmeye devam etsinler.
Farklı projeler olacak dediniz, onlarla ilgili tüyolar verebiecek misiniz?
İleriye dönük projelerimiz için henüz tüyo veremeyeceğim. Ancak bir çok yaratıcı fikri değerlendiriyoruz. Hem içerik olarak hem de sunum şekli olarak bir çok farklı projeyi hayata geçirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu projelerde inovasyon konusuna çok önem veriyoruz. Inovatif projeler bizim için olmazsa olmaz ve sektörde de farklılık yaratacağına eminim.
Ne kadar fazla farklılık yaratırsan, fayda anlamında sektöre hizmet ediyorsa o kadar önünüz açılıyor zaten. Son tüketiciye baktığınız zaman hayatları daha hızlı yaşayan bir yapı var. Günlük gelişmeleri çoğunlukla kısa hafızaya alıp unutuyorlar.. Haliyle takip edilebilirlik de zorlaşıyor. Bu anlamda insanların ellerini kolaylaştırmak gerekiyor. Yani kolay kullanılan ürünler, farklı mamalar gibi. İnsanların yaşam konforunu artırmak gerekiyor. Çok hızlı bir tüketim çağında yaşıyoruz. İnsanlar dün yediklerini bugün unutur yapıya ulaştılar. Bu anlamda biz de kullanılışlı, inovatif fikirlerle veteriner sahada fark yaratmaya çalışacağız.
Büyükbaş veteriner hekimliğinden pet kliniklerine dönüş var. Bu bir müddet sonra sorun değil mi pet sektörü açısından?
Türkiye’de 35 tane veteriner fakültesi var. Bunlardan 29´u mezun veriyor. Haliyle buradaki mezun olan meslektaşlar serbest veteriner hekimlik yapmak istiyor. Yan dallarımız dediğimiz kamuda da görev alabiliyorsunuz. Gıda üzerine de çalışabiliyorsunuz. Biliyorsunuz şimdi İngiltere özellikle Brexit´le beraber çok daha fazla veteriner hekim alabiliyor. Oraya da giden meslektaşlar var. Mesleğini hiç yapmayan meslektaşlarımız da var, farklı projeler içerisinde devam ediyorlar hayatlarına. Bu anlamda baktığınız zaman veteriner hekim sayısı günden güne artacak. İşte bu durumda yeni mezun arkadaşlarımızın kendilerini farklılaştırması ve bilgi birikimleriyle ön plana çıkması gerekiyor. Aynı eczanelerin yaşadığı durum gibi. Bazı meslektaşlarımız da ruminant sektörüne hizmet ederlerken pet sektöründeki gelişen talebi ve artan hacmi görerek kliniklerini patili dostlarımıza hizmet eder hale getiriyorlar. Ya da hibrit bir hizmet vermeye başlıyorlar. En başta söylediğim gibi ruminant yetiştiricileri ile peteveynler birbirlerinden tamamen farklı yapıda kitleler. Bu arkadaşlarımızın da pet sahiplerine hitap etmesi, farklılık oluşturması, önerdikleri ürünleri neden tercih etmeleri gerektiğini anlatmaları yani müşterilerini ikna etmeleri gerekiyor. Özellikle peteveynler interneti çok sık kullandıkları için sizin tercihinizi de sorgulamaları daha kolay oluyor. Bu yüzden daha donanımlı bir hale gelmeniz amacınıza daha kolay ulaşmanızı sağlıyor. Ayrıca kliniklerdeki ekipmanlarınızın tam olması ve bunların etkin şekilde kullanılması da önemli. Ama bence her şeyden önemlisi bakış açısının değiştirilmesi.
Ruminant kliniklerinden sonra pet kliniklerini gezmeye başladığında ne gördün?
Yeni açılan ya da yenileme sürecine giren pet klinikleri rekabetin fazlalaşması nedeniyle fark yaratmak açısından daha çok göze hoş gelen bir vasfa dönüşüyorlar. Tüm analiz cihazlarını bulunduran ve bunları aktif olarak kullanarak daha doğru teşhis koyup, daha doğru tedaviyi sağlayan bu kliniklerin müşteri sayıları da günden güne artıyor. Kendi işlerine değer katmaya ve hekimlikleriyle ön plana çıkmaya çalışıyorlar. Öbür tarafta ise genel itibariyle Ruminant klinikleri içerisinde çok fazla bu yapıyı görmüyoruz. Çünkü ruminant klinik hizmeti daha çok hasta hayvanın başına giderek yapılıyor. Zaten sektör dediğiniz gibi günden güne büyüyor ve klinik sayısı da artıyor. Bu anlamda fark yaratmaları gerekiyor. Fark yaratmalarına katkı vermek açısından bizim de yaptığımız ve yapacağımız bir çok eğitim projesi olacak. Bu anlamda onları geliştirmeye hizmet etmeye çalışacağız bundan sonraki süreçte.
Örneğin daha önce uygulanıp çok da sevilen İLK 50 seminerlerine tekrar başlıyoruz. Farklı bölgelerde gerçekleşecek olan bu seminerlere kayıt olan ilk 50 veteriner hekimimizi davet edeceğiz. Bu anlamda İç Hastalıkları Uzmanı Vet. Hek. Ender Erkoç ile beraber FIP üzerine bir seminer serimiz olacak. Yani İLK 50 seminerimize kendisi ile başlıyoruz. 6 tane bölge belirledik. "Klinisyen Gözüyle Kedilerde Corona Virüs Dünyasının Yorumlanması" isimli seminerimizle önce Samsun sonra da Eskişehir´de değerli veteriner hekimlerimizle buluşmayı heyecanla bekliyoruz.
Son bir mesajınız var mı?
Bundan sonraki süreçte Beta Pet Health ailesi olarak olarak yaratıcılığımızın sınırını daha da zorlayacağımız projelerle veteriner hekimlerimizin karşısında olmak istiyoruz. Türkiye genelinde inovatif fikirlere genellikle hep “icat çıkarma” şeklinde bakılır. Artık icat çıkaracağız biraz. Bu anlamda değerli sektör paydaşları ve meslektaşlarımız Beta Pet Health olarak bizleri ilgiyle takip etmeye devam etsinler.