İNFEKSİYÖZ BRONŞİTİSE KARŞI ÜSTÜN KORUMA: PROTECTOTYPE

Geri Dön
İNFEKSİYÖZ BRONŞİTİSE KARŞI  ÜSTÜN KORUMA:  PROTECTOTYPE

İnfeksiyoz bronşitis, kanatlı hastalıkları içerisinde çeşitli tipleri ile sürü sağlığını, sürü performansını özellikle sürü yönetimini ciddi şekilde olumsuz etkileyen viral bir enfeksiyon türüdür.

İnfeksiyoz bronşitis, Türkiye broiler üretimini tehdit etmeye başlığı yıllardan itibaren solunum sistemi enfeksiyonları açısında klinik bulgusu ve seyri ile birçok kez diğer enfeksiyonlarla karıştırıldığı gibi tiplerini anlamak için harcanan zaman ile de teknik ekiplerin diğer enfeksiyonlardan ayırmak için de zaman ayırmak zorunda kalmasına neden olmuştur.

Özellikle erken dönemde başlayan solunum yolu problemlerinin ikincil enfeksiyonlarla birlikte sürü içerisinde yarattığı etki, günlük ölüm oranlarının artmasıyla ekonomik kayıp açısından katlanarak kendini göstermektedir. Piliçlerin ise fizyolojik gelişmesini engelleyerek bu enfeksiyon sonrasında yaşamına devam ettirebilen piliçlerde performans artışıyla beraber daha farklı etkilerin ortaya çıkmasına kaynak oluşturmuştur. 

Aynı zamanda sürü içerisinde üretim boyunca toplanamayan CV%’ye yol alçaktadır. Bu dönemden sonra hem yemlik hem de suluk yönetimi daha da zora girmekte, hatların ayarlanması güçleştiği için yönetimi ve performansa olan olumsuz etkisi gizliden gizliye sürüyü etkilemektedir. Bu dönemde özellikle hava keselerinin yangısı, kardiyovasküler sistem üzerinde ve boşaltım sistemi üzerinde olan olumsuz etkisi günlük canlı ağırlık artışının artmaya başladığı dönemlerde sürüde farklı sebeplerle günlük ölüm oranlarını arttırarak üçüncül etkilerini yaratmaktadır. Sürüyü tedavi sürecine yönlendirerek kg /TL maliyetinde artışlara neden olmaktadır.  Bu gibi durumlarda, sürü performans kayıpları için beklenen bir kayıp maliyet hesabı yapmak genellikle oldukça zordur.

Geç dönemde karşılaşılan infeksiyöz bronşitis etkileri ise kesim öncesi hazırlık dönemine denk gelmesiyle beraber, yetişmiş ve gelişmiş sürüler üzerinde canlı ağırlık kaybı, yem dönüşüm oranında ciddi sapmalar ve üretim endeksinde düşme net olarak görülmektedir. Bunun yanında kesimhane tarafına sağlanacak canlı piliçlerin sınıflandırılmasında, homojenite farkına yol açması ile ıskarta oranlarında artışa neden olarak kesimhane maliyetlerinin olumsuz etkisini de dip toplama yazdırmaktadır. Ayrıca solunum sisteminin olumsuz etkilenmesiyle beraber hayvanın kümesten kesimhaneye olan yolculuğunda ise nakliye kayıplarını yaz ve kış dönemlerine bağlı olarak artırmaktadır.

Dolayısıyla broiler üretiminde infeksiyöz bronşitis ile mücadele etkin bir biyogüvenlikle başlamakla beraber, doğru tipin tespit edilmesi, kuluçka ve saha aşılamalarından sonra kontrol edilmesi gereklidir ve saha aşılamaları doğru modeller, yöntemler ve doğru aşı programı stratejisi ile yapılarak desteklenmelidir. Uygulanacak adımları şu şekilde özetleyebiliriz:

Biyogüvenlik adımları: Bir tek infeksiyöz bronşit için geçerli olmayan biyogüvenlik süreci, bir önceki dönemden bir sonraki döneme geçerken neleri daha iyi yapabilirim sorusuna verilecek en güzel cevabı arar. Bazı infeksiyöz bronşitis tiplerinin aşırı dağılım göstermesi ve dominant hale gelmesini ön planda tutarsak enfeksiyonun yayılımının dışkı ve solunum yolu ile saçılmasının etkisiyle özellikle komşu çiftlik yönetimi ve ilişkilerinin iyi bir şekilde yönetilmesi gerekliliği ön plana çıkarmaktadır. Komşu kümeslerin hava akımlarının birbirini etkilemesi enfeksiyon yayılımında farklı bir boyut daha getirmiştir.

Kuluçka ve saha aşılamaları: Bu konuda doğru seçilmiş aşı programının yanında kuluçka uygulama, kalite-güvencenin ön plana çıktığı periyodik olarak ziyaretler, uygulama ve teknik ekipmanların kontrolü, kuluçka çıkım ve kümese kadar olan nakliye basamakları gözden geçirilmelidir. Özellikle damlacık kalitesi, sıcaklık ve nem ana üç parametredir.

Saha suşunun tespit edilmesi: İnfeksiyöz bronşitis suşları çok hızlı bir şekilde mutasyona uğrayabilen suşlar olduğunu Covid-19 salgını ile bir kez daha görmüş olduk. Kanatlı sahada kullanılan aşı suşlarının özellikle aşırı mutasyona yatkın Coronavirus etkinin sürekli takip ve monitorize edilerek aşı programının geçerliliğini onaylamak gereklidir. Zaman zaman sahada virüs baskısı azalsa veya etkinliğini göstermeye ara verse de yapılan serolojik çalışmalara, her zaman kümesleri ve aşı programlarının yeterliliğini test etmektedir.

MSD Hayvan Sağlığı olarak Türkiye’den alınmış numunelerle mutasyonu tespit etmek için kullanılan Rt-PCR teşhis yönteminin bir ileri seviyesi olan tam genom sekanslama yöntemini kullanarak yaptığımız çalışmalarda IS VAR 2 (1494/06) suşlarının mutasyona uğradığını görmekteyiz. Bu tam genom sekanslama Coronavirus genetik diziliminin hangi amino asidi üzerinde olduğu değişimi göstermektedir. Şu an Türkiye’de yapılan birçok analiz, sabit primer veya ticari primer kullanılarak yapılan tespitleri içerdiği için tüm genotip sekans konusunda gelişmesi gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. 

MSD Hayvan Sağlığı olarak bu konuda, Türkiye ve tüm dünyada infeksiyöz bronşitis yönünden destek aldığımız X-OVO laboratuvarı ile aşılama başarısının ölçülmesi gibi ek desteklerimiz sayesinde tüm genotip sekanslama yaparak Türk kanatlı endüstrisine destek veriyoruz.  Yaz ve kış mevsim geçişlerinde mutlaka periyodik olarak saha taramaları yapılmalı ve baskın suş monitorize edilerek takip edilmelidir. 

Bu taramalarda popülasyonun yoğun olduğu alanlar seçilmeli ve özellikle farklı bronşit aşı programları uygulayan entegrelerin kesiştiği alanlara yoğunluk verilmelidir. Monitorizasyon esnasında erken ve geç enfeksiyon zamanları anlaşılmalı ve buna göre sprey aşı performansının en yüksek olduğu kuluçka uygulamasına başlanması düşünülmelidir. IB aşısının kuluçkada uygulanması ile saha teknik ekibi ve yetiştirici üzerinden bu kontrolü ve negatif etkileri fazla olan uygulama alınarak başarı oranı daha da artırılabilir. Bu konuda MSD Hayvan Sağlığı tüm gücü ile endüstriye destek vermektedir. 

Genel olarak broiler entegrasyonları, uygun elisa kitleri ile aşılama başarısını kontrol ettiği gibi enfeksiyon kontrolü konusunda periyodik izlemeleri ve programlar oluşturmaktadırlar. Serolojik yanıtın daha iyi gelişebilmesi tamamen doğru çalışan bağışıklık sisteminin bir sonucu olmaktadır. Bu süreç içeresinde gumboro enfeksiyonu ve sağlıklı Bursa fabricius mutlaka göz önünde tutulmalıdır. 


Protectotype;

İnfeksiyöz bronşitisin etken ve meydana gelen mutasyonları göz önüne alındığında yaklaşık 1200 üzerinde suşu olduğu bilinmektedir. Her suş için aşı geliştirilmesi mümkün olmadığı gibi ekonomik ve sürdürülebilir de değildir. Burada virüsün bize şans tanıdığı çapraz koruma özelliğinden faydalanılarak homolog suşlar ve heterolog suşlar sayesinde çapraz korunma sayısı artırılarak etkene karşı etkin bir koruma modeli geliştirilmiştir. Tüm dünyada PROTECTOTYPE olarak bilinen, klasik suşların varyant suş ile birlikte yapıldığı aşılamada, bireysel bazda yapılan korumaya kıyasla hem korunan suş sayısında hem de koruma etkinliğinde artış olduğu görülmüştür.

MSD Hayvan Sağlığı olarak PROTECTOTYPE konseptinin koruma seviyesini, etkin ve öncül koruma özelliği olan Nobilis® IB Ma5 homolog ve varyant etkinliği sunan Nobilis® IB 4/91 heterolog ile artırıyoruz. Kuluçka uygulaması ile broiler sürülerin dönem sonuna kadar etkili ve kalıcı bir şekilde varyant ve klasik suşlara karşı korumasını sağlıyoruz. Nobilis® IB 4/91 ile aşılanan sürülerde nefro-patojenik etkilere karşı böbrek reseptörlerini kapatmakta ve saha suşu etkinliğini azaltmaktadır. 

İnfeksiyöz bronşitis etkenler trake üzerinde siliyalara karşı olumsuz olan tahribat etkisini oluşturarak sekonder enfeksiyonlara karşı etkisini artırır. 

Aynı zamanda attenue aşılarda da siliyaların harabiyetleri görülebilmektedir. Bu durum uygulama yapılan aşının trake siliyalarınıı yüksek oranda yıkımlaması ile beraber yoğun reaksiyonlara ve sekonder enfeskiyonlara yol açmaktadır. Zarar görmüş siliyaların tekrar onarılması 7-8 gün sonra başlar.  Infeksiyöz bronşitis aşılamalarının etkinliğinde en önemli kriterdir ve aşı kalitesini belirleyen bir kriter olarak karşımıza çıkmaktadır.

MSD Hayvan Sağlığı olarak üretim performans verilerini ve sürü sağlığını tehlikeye sokan IB enfeksiyonu ile mücadele eden işletmelere etkinliği kanıtlanmış, yeni nesil çözümler sunarak onların çözüm ortağı olmaya devam edeceğiz. Başarılı üretimler dilerim.


AŞILAMADA YENİ BİR DÜNYA: SPHEREON®

MSD Hayvan Sağlığı, kanatlı aşılarının daha kolay saklanması ve hazırlanması için yeni bir teknoloji ile geliştirilmiş aşı formatını sektörle buluşturuyor. MSD Hayvan Sağlığı’nın etkinliği kanıtlanmış aşı formüllerini küçük, tamamen çözünür kürecikler olarak sunan Sphereon® teknolojisi, sayesinde aşı hazırlığı artık daha hızlı ve daha kolay.

“Daha Sağlıklı Hayvanlar İçin Bilim” sözü doğrultusunda, hayvanların sağlığı, refahı ve performansını koruma ve geliştirmeye yönelik veteriner ilaçları, aşı ve sağlık yönetimi çözümleri sunan MSD Hayvan Sağlığı, sektörün gelişimine destek olmak ve kanatlı üreticisine daha iyi sonuçlar sunmak amacıyla önemli bir yeniliği daha hayata geçiriyor. 

Dinamik ve kapsamlı Ar-Ge kaynaklarına yatırım yapan MSD Hayvan Sağlığı son olarak cam şişelerde paketlenmiş aşılara alternatif Sphereon® teknolojisi ile üretilen aşıları kanatlı sektörü ile buluşturmaya hazır. 


Aşılara teknolojik dokunuş: Sphereon® 

Sphereon®, canlı kanatlı aşılarının saklanması ve hazırlanması için devrim niteliğinde yeni bir aşı teknolojisi olarak aşı hazırlama sürecindeki verimliliği geliştiriyor ve işletmelerin zamandan tasarruf etmesini sağlıyor. Canlı viral aşıları dondurarak küçük, yüksek oranda çözünür küreler halinde kurutan Sphereon® teknolojisi, cam şişelerde paketlenmiş aşılarla karşılaştırıldığında, aşının hazırlanmasını daha kolay ve hızlı hale getiriyor. 

Sphereon® teknolojisi, 1.000, 2.500, 5.000 ve şimdi 10.000 dozluk formatları ve hızlı çözünürlüğü ile aşı hazırlamada zaman kazandırırken zararlı ve son derece bulaşıcı hastalıklara karşı geleneksel canlı aşı uygulamasıyla aynı güçlü korumayı sağlıyor. Bu teknoloji sayesinde üreticiler, aşı hazırlama sürecinde basitçe küreleri suda eriterek, sprey, göz damlası veya içme suyu yoluyla tavuklara verebiliyor. Bu yöntem ayrıca, üreticilerin onlarca aşı şişesini açmaya gerek kalmadan bir sürüye uygun şekilde doz vermesini de sağlıyor. Aşı hazırlamayı kolaylaştırırken aşı hazırlama esnasındaki yaralanma risklerinin de önüne geçiliyor. MSD Hayvan Sağlığı’nın mevcut kanatlı portföyündeki önde gelen aşılarla uyumlu Sphereon® teknolojisi, üreticilere yerleşik ve kanıtlanmış aşılar için yenilikçi bir yönetim seçeneği sunuyor. 

Sphereon® teknoloji sayesinde aşılar, geleneksel cam şişeler yerine yüzde 100 geri dönüştürülebilir alüminyum kaplarda paketleniyor. Bu sayede MSD Hayvan Sağlığı, geri dönüştürülebilir ambalajlarla çevrenin sürdürülebilirliğini destekliyor. 

Çevresel sorumluluk ve karbon emisyonlarını dengeleme çabaları doğrultusunda, büyük ölçekli sürdürülebilir ağaçlandırma ve plastik kirliliğinin azaltılması için mücadele eden WeForest girişimi ile de iş birliği yapan MSD Hayvan Sağlığı, 2016 yılından bu yana proje kapsamında 120.000’den fazla ağaç dikti.

Haber ve dergilerin içeriklerini görebilmek için