Koyun ve Keçilerde Mastitisin Önemi

Geri Dön
Koyun ve Keçilerde Mastitisin Önemi

Prof. Dr. Ayhan BAŞTAN

Türkiye tarımsal yapısı ve gelenekleri bakımından koyun ile keçi yetiştiriciliği için elverişli bir ülkedir.1 İkibin-ondört yılı TÜİK verilerine göre (bkz. Erişim adresi: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18851, Erişim tarihi:13.04.2014), ülkemizde küçükbaş hayvan sayısının bir önceki yıla göre %7,7 oranında arttığı, koyun sayısının 31 milyon 115 bin, keçi sayısının ise 10 milyon 347 bin olduğu belirtilmiştir. Aynı raporda toplam süt üretiminin 18 milyon 499 bin ton olduğu, bu miktarın %6’sını koyun sütü, %2,5’ini ise keçi sütünün oluşturduğu bildirilmiştir. 

İneklerde olduğu gibi koyun ve keçilerde de meme sağlığı, süt verimi ve kalitesi üreticilerin karlılığı açısından büyük öneme sahiptir. Meme sağlığı, süt verimi ve kalitesini etkileyen en önemli faktör ise mastitistir. 

Koyun ve Keçi Mastitislerinin Epidemiyolojisi

Küçük ruminantlarda klinik mastitislerin yıllık insidansı genellikle %5’in altında olmasına karşın, bu rakam sporadik olarak artış gösterebilmektedir. Koyun ve keçilerde subklinik mastitislerin görülme sıklığı %5-30 veya üzeri olarak bildirilmekte2,3, literatür taramalarında meme içi enfeksiyon (IMI) insidansı ile ilgili verilerin sınırlı olduğu görülmektedir.

Koyun ve keçilerde birçok patojene bağlı mastitis şekillenmekle birlikte, bu patojenlerden en önemlisi Staphylococcus spp. bakterilerdir. Streptococcus spp., Enterobacteriaceae, E. coli, Klebsiella pneumonia, Pseudomonas aeruginosa, Mannheimia haemolytica, Corynebacteria spp., Mycoplasma agalactia, Serratia macrescens, Visna Maedi virus ve mantar gibi patojenler de küçük ruminantlarda mastitislere neden olabilmektedir.

Koyun ve keçilerde mastitislerde en sık (%25-93) izole edilen bakteri türü koagulaz negatif stafilokoklardır (KNS). İkinci sırada ise S. aureus (%3-37) (özellikle kronik olgularda-daha az şiddetli olgularda-) gelmektedir (Şekil 1). Koyunlarda en sık izole edilen KNS türleri sırasıyla, S. epidermidis, S. xylosus, S. chromogenes ve S. simulans’tır. Keçilerde ise bu türlere ilaveten S. caprae en yaygın KNS türlerinden birisidir. 

Listeria monocytogenes ve Salmonella spp. Baktaeriler küçük oranlarda da olsa kronik ve subklinik meme içi enfeksiyonlara neden olabilmekte, bu yönüyle de küçük ruminant işletmelerinde meme sağlığı açısından önem taşımaktadır.

Mikoplazmaların neden olduğu bulaşıcı agalaksiya sendromunda mastitis haricinde farklı semptomlarda görülmektedir ve bazı yazarlar tarafından da koyun ve keçilerde meme içi enfeksiyonların etiyolojisinde Mycoplasma spp. mikroorganizmalar pek dikkate alınmamaktadır. Oysa, bu patojen süt veriminde azalma ve süt somatik hücre sayısı (SHS)’nda artışa neden olmaktadır. Mycoplasma spp. mikroorganizmalar sürülerde, mortalite, sürüden çıkarma ve süt kalitesi üzerine olumsuz etkisi nedeniyle önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Visna Maedi virus koyunlarda meme bezinde yaptığı değişikliklerin yanı sıra progresif pnömoni ve kilo kaybına neden olmaktadır. Bu virusun neden olduğu mastitislerde meme sert ve dolu gibi gözükür fakat memeden çok miktarda süt çıkar. 

Ülkemizde koyunlarda mastitislerden sorumlu patojenlerin tesbitine yönelik bir çalışmada, mastitisli sütlerde birincil etken olarak S. aureus’un (%57,3) izole edildiğini, Pir Yağcı ve Kaymaz8 ise yaptıkları bir çalışmada en sık izole edilen bakterilerin koagulaz negatif stafilokoklar olduğunu bildirmişlerdir. Bir diğer çalışmada ise, mastitisli süt örneklerinden koagulaz pozitif stafilokok (%64), E. coli (%2), Serratia marcescens (%4), A. pyogenes (%1), Citrobacter freundi (%1) ve P. haemolytica izole edildiği rapor edilmiştir.

Duralıoğlu ve ark., Saanen keçilerinde önemli mastitis patojenlerinin tesbitine yönelik yaptıkları bir araştırmada, enfekte meme loblarından alınan örneklerin %66,48’inde KNS, %32,97’sinde ise S. aureus izole ettiklerini bildirmişlerdir. Bizim yaptığımız bir çalışmada (henüz yayınlanmamış), Saanen keçilerinde kuruya çıkarma esnasında meme içi enfeksiyon oranının %4,7 olduğu ve enfekte meme loblarının %57,1’inin KNS ve %42,9’unun ise S. aureus ile enfekte olduğu belirlenmiştir.

Subklinik Mastitisin Süt Verimi ve Kalitesi Üzerine Etkisi

Bir grup araştırıcı yapmış oldukları iki ayrı çalışmada, koyun11 ve keçilerde KNS’ye bağlı mastitislerin süt verimi ve yapısı üzerine etkilerini araştırmak için bir meme lobunu KNS ile enfekte etmişler, daha sonra KNS ile enfekte ve sağlıklı meme loblarının süt verimi ve bileşenlerini karşılaştırmışlardır. Araştırıcılar mastitisli meme loblarında süt veriminin azaldığını, SHS’nın arttığı ve sütün bazı bileşenlerinin oranının azaldığını belirtmişlerdir.

Koyun Keçilerde Mastitislerin Klinik Özellikleri

Koyun ve keçilerde birçok bakteri hem klinik hem de subklinik mastitise, S. aureus, Pasteurella hemolytica ve çeşitli mantarlar ise genellikle klinik mastitislere, Bluebag mastitis olarak adlandırılan tabloya ise (şiddetli klinik mastitis, sert, şişkin ve soğuk meme lobu) genellikle Pasteurella hemolytica ya da S. aureus neden olmaktadır. Koagulaz negatif stafilokoklar süt ineklerinde minör mastitis patojenleri olarak tanımlanmaktadır, oysa bu patojenler koyunlarda subklinik mastitislerde en sık izole edilen mikroorganizmalar olup, bu türlerde önemli mastitis patojeni olarak kabul edilmektedir. Koagulaz negatif stafilokoklar ve diğer patojenlerin neden olduğu subklinik mastitislerde, SHS değişik derecelerde artmaktadır. Corynebacterium spp., Streptococcus spp., Enterobacteria spp., S. aureus ve mantar gibi diğer patojenlerde koyunlarda subklinik mastitislere neden olabilmektedir. Koyunlarda maya-mantar mastitisleri ise çoğunlukla hijyenik olmayan meme içi tedaviler sonrasında şekillenmektedir (Bkz. Ruegg, PL. (2011). Mastitis in small ruminants. Annual Conf. Am. Assoc. Bovine Practitioners, Small Ruminant Session: Sept 22-25, 2011, St. Louis MO).

Koyunlarda meme içi enfeksiyon insidansı erken laktasyon döneminde daha yüksek olmakla birlikte, postpartum dönem ortalarında da subklinik enfeksiyonlara rastlanmaktadır. Ancak, koyunlarda KNS ile subklinik enfeksiyonlar diğer patojenlerin neden olduğu subklinik mastitislere (mantar enfeksiyonları hariç) oranla daha fazla kronikleşmektedir (Bkz. Ruegg, PL. (2011). Mastitis in small ruminants. Annual Conf. Am. Assoc. Bovine Practitioners, Small Ruminant Session: Sept 22-25, 2011, St. Louis MO).

Yapılan araştırmalarda koyunlardakine benzer şekilde, keçilerdeki subklinik mastitislerin önemli bölümünün KNS kaynaklı olduğu açıklanmıştır. 

Koyun ve keçilerde erken laktasyon döneminde KNS kaynaklı meme içi enfeksiyonlarda spontan iyileşme oranı %50 civarındadır ve enfekte hayvanların yaklaşık %25’i doğumdan sonraki 6. haftaya kadar enfekte kalabilmektedir. Araştırmacılar enfekte meme loblarında SHS’nın sağlıklı meme loblarına göre daha yüksek olduğunu bildirmektedirler. Keçilerde subklinik mastitislerde sıklıkla Corynebacteria spp., Streptococcus spp. ve S. aureus gibi diğer patojenler izole edilmektedir. 

Keçilerde klinik mastitislere ise genellikle S. aureus, Streptococcus spp. veya mantar gibi patojenler neden olmaktadır. Dünyanın pek çok bölgesinde çeşitli Mycoplasma spp. mikroorganizmalara bağlı meme içi enfeksiyonlar görülse de, uzun süre SHS yüksek hayvanlarda bu patojene bağlı bir mastitis olabileceği akla gelmelidir (Bkz. Ruegg, PL. (2011). Mastitis in small ruminants. Annual Conf. Am. Assoc. Bovine Practitioners, Small Ruminant Session: Sept 22-25, 2011, St. Louis MO).

Koyun ve Keçilerde Mastitis için Risk Faktörleri

Meme başı hasarları ve lezyonları, meme içi enfeksiyonlar açısından önemli faktörlerdir. Bunun dışında şekil bozukluğu olan memeler, soğuk hava, hayvanın yaşı, ani sütten kesme, sağım makinası, laktasyon dönemi ile süt verim düzeyi ve hayvanın yaptığı doğum sayısı mastitise predispozisyonu artıran diğer önemli faktörlerdir.

Haber ve dergilerin içeriklerini görebilmek için