Sektörde oldukça dolu bir geçmişiniz var, sizi biraz daha iyi tanıyabilmek için kendinizden bahseder misiniz?
İ.Ü. Veteriner Fakültesi mezunuyum, yaklaşık 24 yıldır hayvan sağlığı ve beslenmesi alanında faaliyet gösteren şirketlerde çalışıyorum. Ulusal ve çok uluslu birçok şirketin hayvan sağlığı bölümlerinin farklı birimlerinde görev aldım.
ALKE İlaç’a ne zaman transfer oldunuz, bu zamanı seçmenizin nedeni neydi?
2019 yılının Mayıs ayında ALKE’de göreve başladım, aynı tarihlerde de ALKE’nin ortaklık yapısı değişti ve tüm hisseler Taxim Capital’in kontrolüne geçti.
ALKE İlaç’ı şu an nasıl tanımlıyorsunuz, mevcut kapasiteden bahseder misiniz?
ALKE, yenilikçi, yüksek kaliteli üretim anlayışı ve sağlam altyapısının yanında, günün ihtiyaçlarına cevap verebilen portföyüyle kendini sürekli geliştiren, rekabet gücü yüksek ve büyüme odaklı bir firmadır. Tokat Organize Sanayi bölgesinde bulunan ve GMP kriterlerini karşılayan üretim tesisimiz, 16.000 m2’lik toplam alan ve yıllık 60 milyon birim ünite üretim kapasitesiyle hayvan sağlığı alanında Türkiye’nin en büyük ve modern üretim komplekslerinden birisidir.
GMP sürecinde hayvan sağlığı sektörü büyük bir yapısal değişikliğe girdi, bu süreç yerli veteriner ilaç sektörünü hangi noktaya getirdi, gelinen durumu nasıl anlatabilirsiniz?
GMP süreci; hayvan sağlığı sektöründe kaliteli üretimin garanti altına alınarak, uluslararası arenada rekabet şansı doğurmuş ve ülkemizde üretilen ürünler için sürdürülebilir ihracat şansını artırmıştır.
Bu süreçte elde edilen en önemli sonuç, üretim prosesinde sağlanan standardizasyon ve kalite kontrol uygulamalarının artırılmasıdır.
Bu süreçte ALKE’de ne gibi değişiklikler oldu, bu süreçten nasıl çıktı?
Sektörümüzün EU-GMP sertifikasına sahip ilk yerli hayvan sağlığı firması olan ALKE, 2015 yılında gerekli yeterlilikleri sağlayarak T.C. Tarım ve Orman Bakanlığından en geniş kapsamlı GMP sertifikası alan ilk yerli veteriner ilaç üretici firması olmuştur. ALKE, sektöre adım attığı ilk günden bu yana, yatırımlarını yüksek üretim kalitesi için kullanmıştır ve bu politikasını gelecekte de değiştirmeyecektir.
Sektörde firma satın almaları genellikle yurt dışı kaynaklı oluyor, Taxim Capital Grubu’nun ALKE’yi satın alma hikayesini anlatabilir misiniz?
Haklısınız, sektörümüzde genelde yurt dışı kaynaklı yatırım yapılıyor ve bu tarz yatırımcının gelmesi ile, üç temel alanda ciddi ilerleme sağlanabiliyor. Birincisi, ülkemize uzun vadeli ve kalıcı kurumsal sermaye girişi sağlanmış oluyor. İkincisi şirket yönetiminde evrensel kurumsal yönetim ilkelerine uyum ve bağlılık önem kazanıyor ve şirket bu doğrultuda dönüşmeye başlıyor, bu da sektörün kurumsallaşma çıtasını yukarı kaldırıyor. Üçüncüsü de insan kaynağına ve Arge faaliyetlerine daha çok kaynak aktarılıyor ve böylece yerli insan kaynağı birikimine ve teknoloji gelişimine ivme kazandırılıyor.
Alke’nin son iki yılda almış olduğu mesafenin bu üç alanda da çok olumlu örnekler sunmakta olduğunu belirtmek isterim. Öte yandan Taxim Capital bir yatırım fonudur ve tüm yatırımlarını Türkiye’de faaliyet göstermekte olan geçmişi olumlu, gelecek potansiyeli de yüksek, orta ölçekli firmalar oluşturmaktadır. Taxim Capital’de yerel yatırım ve yönetim deneyimi oldukça derin bir ekibin olması da buna olumlu zemin hazırlamaktadır.
Bilindiği üzere Türkiye’de ve dünyada artan nüfus ile hayvansal kökenli gıda maddelerinin beslenmedeki önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Toplumların sağlıklı ve kaliteli besine erişmesinde ve aynı zamanda insan sağlığında da çok önemli bir yere sahip olan hayvan sağlığı, sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok bölgesinde yatırımcıların dikkatini çekmektedir.
Ülkemiz hayvan sağlığı pazarı gelişmiş ülkeler ortalamaları ile karşılaştırıldığında ciddi büyüme potansiyeline sahip pazarlar içerisinde bulunmaktadır. Gün geçtikçe önemi artan bir sektör ve potansiyeli çok yüksek bir ülke bir araya geldiğinde, Taxim Capital gibi yatırımcıların Türkiye’de bulunan hayvan sağlığı firmalarına ilgi duymaları doğal hale gelmektedir. ALKE’nin orta ölçekli, sağlam altyapıya sahip, geçmişi olumlu, büyüme potansiyeli yüksek ve hem yerel pazar hem de ihracatta özel bir konuma sahip bir firma olması ALKE’yi ön plana çıkararak Taxim Capital’in yatırım tercihi haline getirmiştir.
Bu satın alınma ile bünyenizde ne gibi değişiklikler oldu ve/veya ne gibi değişimler olacak? Gelecekte nasıl bir ALKE planlanmaktadır?
Yeni kurumsal yönetim yapımızda gerçekleşen en önemli değişimlerden birisi olarak Üretim, Teknik Operasyonlar, Arge, Finans, Satış ve Pazarlama birimlerimize her biri alanlarında uzman ve yılların deneyimine sahip yöneticilerin katılımıyla profesyonel yönetim anlayışını getirmiş olmayı sayabiliriz. Bir diğer önemli değişim de özellikle hayvan sağlığı ürünleri üretimi yapan yerli bir firma olarak büyük hedeflere ulaşmamızda katkı sağlayacak, en yeni nesil akıllı ERP (kurumsal kaynak planlama) çözümlerini sunan, tüm iş süreçlerindeki performansı artırmaya imkan veren, daha doğru kararlar almak için anlık ve gerçek zamanlı bilgi sağlayan en güncel yazılım olan SAP 4/HANA’yı tüm süreçlere entegre edip başarıyla devreye almamız olmuştur.
Bu değişim ve yeniliklerle birlikte faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda öncelikli planımız, var olan kalite, imaj ve algımızı profesyonel yönetim anlayışıyla çok daha ileriye taşıyıp firmamızı gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında doğru bir şekilde tanıtmak, daha çok tercih edilir olmak ve tüm iş paydaşlarımıza değer katmaktır. İhracata yönelik hedeflerimiz başında ise aktif çalışılan ülkelerde ruhsatlı ürün sayısını ve ticaret hacmimizi genişletmenin yanında, yeni ülkeler ile yapılacak ticari anlaşmalarla müşteri portföyümüzü büyüterek ülkemizi yurtdışında en iyi temsil eden Hayvan Sağlığı firması olmaktır.
Koronavirüs COVİD-19 salgını, küresel anlamda daha önce görülmemiş biçimde hem dünyada hem ülkemizde büyük bir sıkıntılara neden olmaya devam etmekte. Bu süreci ve sonrasını sektörümüz ve firmanız açısından değerlendirebilir misiniz?
COVID-19 salgını her sektörde olduğu gibi, hayvan sağlığı sektöründe de gerek küresel gerekse ülkemiz açısından olumsuz yansımalarını hissettik.
Bu krizden en az etkilenerek çıkmak en büyük isteğimiz. Genel olarak değerlendirildiğinde hayvan sağlığı, korona virüsün ticari anlamda daha az etkilediği ender sektörlerden biri olmuştur. Bununla birlikte salgın dolayısıyla özellikle hammadde temini ve lojistiğinde önemli zorluklarla karşılaştığımızı, ancak doğru bir planlama ile bundan en az etkilenmek için büyük özveriyle çalıştığımızı ifade etmeliyiz.
ALKE olarak en büyük avantajımız yerli üretim yaparak, iç piyasanın ihtiyaçlarını karşılıyor olmamızdır. Bu süreçte insanların hayvansal gıdaya olan talepleri azalmamış, bilhassa artmıştır. Dezavantaj olarak görünen COVID-19 salgını; enfeksiyonlar konusunda bireysel ve toplumsal farkındalığı artırarak, “Tek Dünya, Tek Sağlık” yaklaşımıyla veteriner hekimlerin öneminin anlaşılması ve yüksek bilince ulaşılmasına katkı sağlamıştır.
Bu süreçte, devam eden yatırımlar ve geleceğe yönelik planlarımızla ALKE olarak büyümeye devam edeceğiz.
Son olarak okuyucularımıza/veteriner hekimlerimize nasıl bir mesaj vermek istersiniz ?
Dünya ve ülkemizin koronavirüs ile mücadele ettiği bu günlerde öncelikle tüm toplumumuza ve hayvan sağlığında yer alan meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Biz ALKE’nin çıkış noktası olan ‘’Sağlığı Önemsiyoruz’’ sloganı doğrultusunda, Türkiye hayvan sağlığı sektöründe lider bir firma olma ve uluslararası pazarda ülkemizi en iyi şekilde temsil etme yolunda hız kesmeden emin adımlarla ilerlemekteyiz.
Dergiyi Görmek İçin Tıkla