BÜYÜK SÜRÜLERDE MİKOPLAZMALAR MEME SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR TEHDİTTİR

Geri Dön
BÜYÜK SÜRÜLERDE MİKOPLAZMALAR MEME SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR TEHDİTTİR

Prof.Dr. Ayhan BAŞTAN, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

abastan@ankara.edu.tr

Mikoplazmalar oldukça küçük ve yapısı bakterilerden basit, hücre duvarı olmayan pleomorfik mikroorganzimalardır. Günümüzde ineklerde 25’ten fazla mikoplazma türü tesbit edilmiş ve bunlardan sadece 5’i mastitise neden olmaktadır. İneklerde mastitislerde en sık izole edilen mikoplazma türü ise M. bovis’tir.

Mikoplazma türlerinin neden olduğu mastitisler, süt veriminde kayıba yol açmaktadır. Mikoplazma kaynaklı mastitislerin tedavisi yoktur ve bulaşıcıdır. Genellikle bu tip mastitislerin belirgin semptomları yoktur, sürüde varlığı bilinmez ve enfekte ineklerin satılması ile enfeksiyon sürüler arasında yayılır. Mikoplazmaların neden olduğu mastitislerin işletme açısından bir başka önemi de, enfekte ineklerin kesime gönderilmesinden kaynaklanmaktadır.

Mikoplazma türü bakteriler sağlıklı ineklerin burun boşluğu mukozası ve üreme organlarında bulunur. Fakat strese neden olan ani hava değişiklikleri, beslenme stresi ile ortamın iyi havalandırılmaması gibi nedenlere bağlı, bu bakteriler hızla çoğalır ve meme veya diğer organlara geçerek buralarda enfeksiyona neden olur.

Mikoplazmaların çoğalması ve metabolizması sonrası ortaya çıkan yan ürünler, memede irritasyona ve sonucunda memede belirgin yangısal reaksiyonla karakterize akut şişliklere ve süt yapımının tamamen durmasına neden olmaktadır.

M. bovis, bilinen en patojenik mikoplazma türüdür. Bununla birlikte ineklerde bu etken abortus, fertilite düşüklüğü, artritis, keratokonjuktivitis, mastitis, pneumoni ve sinovitise neden olmaktadır.

Mikoplazmalar ineklerde subklinik, klinik ve kronik mastitislere yol açmaktadır. Hastalıktan etkilenen ineklerde hastalığın sistemik belirtileri yoktur, yem ve su tüketimi normaldir.

Sürü içinde genç veya yetişkin hastalığa ait herhangi bir semptom göstermeyen portör inekler bulunabilir. Bu inekler etkenin sürü içinde yayılmasında önemli rol oynar.

Genç hayvanlara değişik mikoplazma türlerinin bulaşması doğum sırasında annenin ürogenital sistemine direkt temas, burun akıntısı ve sütle olmaktadır. Mikoplazmalar buzağıların burun akıntısı ve doğum zamanı düvelerin vagina akıntıları ile çevreye saçılabilir.

Günümüzde  birçok üreticinin mikoplazma mastitisleri konusundaki bilgileri sınırlıdır ve sürü içinde yaygın salgınların olacağı konusundan habersizdir.

Mikoplazma kaynaklı mastitislerin prevalansı tahmin edilenin üstündedir. Çünkü mikoplazmaların tanısı, diğer patojenlere oranla güçtür. İngiltere ve Fransa’da tank sütü kültürlerinde mikoplazma kaynaklı mastitis prevalansı her yıl  <%1 olduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte diğer Avrupa Ülkelerinde prevalansın daha yüksek olduğu açıklanmıştır. Ülkemizde maalesef bu konuda kesin bir rakam yoktur.

Sürü büyüklüğü mikoplazmal mastitisler için önemli bir risk faktörüdür. Yapılan bir çalışmada <100, 100-499 ve >500 fazla inek sürülerde, mikoplazma kaynaklı mastitislerin prevalansı sırasıyla %2.1, %3.9 ve %21.7 olarak tesbit edilmiştir. Sürü büyüklüğü arttıkça, prevalans artmaktadır. Büyük sürülerde mikoplazmal mastitis prevalansındaki artışın nedeni, mikoplazmaların yayılma şansının yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.

Mikoplazma mastitisleri için diğer risk faktörü sürüye sokulan yeni hayvanlardır. Çünkü mikoplazmalar bulaşıcı mastitis patojenidir. Bu patojenlerce enfekte bir hayvanın, sürüye katılmasıyla, patojen sürüdeki birçok ineğe bulaşmakta, kontamine ineklerde immun sistem zayıfladığında (doğuma yakın dönemde) hastalık klinik forma dönüşmektedir. Yapılan çalışmalarda mikoplazma bakımından negatif bir sürüye, bu patojence klinik veya subklinik enfekte tek bir hayvanın bile sokulmasının, sürünün %40’dan fazlasına patojeni bulaştırdığı belirlenmiştir. Sürülerde zaman zaman mikoplazma kaynaklı salgınlara rastlanabilmektedir. Bu salgınlar aylarca bazen yıllarca sürebilmektedir.

Mikoplazma kaynaklı mastitisler için kuru dönemdeki ineklerin ayrı bölümlere alınmaması da bir risk faktörüdür. O nedenle kurudaki inekler, sağmallardan ayrılmalıdır. Ayrıca son zamanlarda mikoplazmalar ile enfekte memelerden sağılan sütlerin, buzağılara verilmesinin de, hastalığın sürü içinde yayılması bakımından bir risk faktörü olduğu belirlenmiştir. Bu mikroorganizmalarca enfekte süt veya kolostrum, buzağı verildiğinde buzağıda otitis gelişebilir. Bu nedenle mastitisli süt veya kolostrum buzağılara verilmemeli veya pastörize edildikten sonra verilmelidir. Yine aynı şekilde revir ve hasta ineklerin bulunduğu barınaklar da hastalığın diğer hayvanlara bulaşması bakımından risk faktörüdür. Çünkü bu patojence enfekte hayvanlar 1 yıldan fazla sporadik olarak mikoplazmaları ortama saçmaktadır.

Bu konuda bir diğer risk faktörü de buzağıların ineklerle birlikte tutulmasıdır. Eğer enfekte buzağıların”, yetiştin ineklerle burun teması olursa, burun akıntıları veya solunum yoluyla mikoplazmalar buzağılardan ineklere bulaşabilmektedir. Genç buzağıların burun boşluklarında, mikoplazmalar uzun süre kolonize olabilmektedir. Burun boşluğundaki patojenler akciğerlere, oradan da kan dolaşımı yoluyla memeye gelerek mastitise neden olabilmektedir.

Sürü içinde mikoplazma enfeksiyonunun yayılması; sağım makinası, sağım başlıkları ve sağımcının eliyle olmaktadır. Birçok sürüde yeni enfeksiyon enfekte ineklerin sürüye katılmasıyla şekillenmektedir. Özen gösterilmeden yapılacak meme içi tedavi mikoplazmaların inekten ineğe, hatta sürüden sürüye yayılması için iyi bir fırsattır. Bununla birlikte mikoplazmalara bağlı mastitis salgınlarına, daha önce mikoplazma negatif veya meme içi tedavi yapılmayan sürülerde de rastlanabilmektedir.

M. bovis sağlıklı ineklerin solunum sisteminin saprofit mikroorganizması olduğundan, hemotojen ve diğer yollarla akciğerden kan yoluyla memeye taşınabilmektedir. Meme içi enfeksiyon şekillendikten sonra,  enfeksiyon sürü içinde daha önce belirtilen bulaşma yollarıyla hızlı bir şekilde yayılmaktadır.

Değişik mikoplazma ve üroplazma türleri sağlıklı boğaların prepüsyum ve üretralarının distal bölümlerinde bulunmaktadır. Enfekte sperma bir yayılma yolu olabilir. Suni tohumlamada bu mikroorganizmalar ile enfekte sperma kullanıldığında; gebelik oranında düşme, gebelik için gerekli tohumlama sayısında artış ve iki doğum arasında geçen sürede uzama olmaktadır.

Mikoplazma kaynaklı mastitislerin sürüler arasında en önemli bulaşma yolu olarak hiçbir bakteriyolojik test yapılmadan veya karantina uygulanmadan yeni katılmış gebe veya gebe olmayan düve veya inekler gösterilmektedir. İşletmelerde inek sayısını artırmak amacıyla en sık kullanılan yöntem sürüye yeni düve satın alınmasıdır. Mikoplazma bakımından negatif sürülere bakteriyolojik testler yapılmadan ve karantina uygulanmadan asla yeni hayvan sokulmamalıdır.

Mikoplazma enfeksiyonlarında özellikle yetersiz havalandırma yapılan barınaklarda, lateral bulaşma denilen bir bulaşma da söz konusu olmaktadır. O nedenle solunum sistemi enfeksiyonu olan inek, düve ve buzağılar sağlıklı olanlar ile aynı bölümde tutulmamalıdır. Bu bulaşma yollarına ek olarak bulaşma; kontamine çiftliklerde enfekte süt ile temas eden çalışanlar, sağımcılar, çiftlik sahibi, süt tankını taşıyan kamyon şöförleri veya veteriner hekimler ile de olabilmektedir.

Mikoplazmalara bağlı mastitislerin tedavisi yoktur. Mikoplazmalara bağlı mastitislerde kontrol ve korunma programları çok önemlidir. Enfekte hayvanların sürüden çıkartılması kontrol için en önemli adımdır.

Mikoplazma türü mikroorganizmalar bulaşıcıdırlar. Bu nedenle sağım hijyeni, meme başlarının dezenfeksiyonu ve enfekte hayvanların sürüden çıkartılması ile salgın kontrol altında tutulabilir.

Enfekte hayvanlar sağıldıktan sonra sağım makinaları dezenfekte edilmeli, enfekte hayvanlara temas eden personel eldivenlerini değiştirmelidir. Enfeksiyonun sürüden eliminasyonu için mikoplazma pozitif inekler sürüden uzaklaştırılmalıdır. Enfekte hayvanlar sürüde tutulacaksa karantinaya alınmalı, ayak bantları ile işaretlenmelidir. Ayrıca bu hayvanların sağımında ayrı sağım ekipmanları kullanılmalı veya en son sağılmalıdır. Mikoplazmalarla enfekte inekler sağlıklı hayvanlarla aynı barınaklarda veya doğumhanelerde bulundurulmamalıdır.

Salgının kontrolü için enfekte hayvanların belirlenip, karantina ve sürüden çıkartılmalarına ek olarak, etken sürüde belirlendikten sonra, uygun sağım hijyeni protokollerinin kullanılması kritik önem taşımaktadır.

 

Mikoplazmalara bağlı mastitislerinin tedavisi olmadığından korunma son derece önemlidir. Sürüye yeni katılan hayvanlar ile mikoplazma mastitis salgınları arasında yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle korunmanın temelini; sürüye hayvan girişinin kontrol altında tutulması oluşturmaktadır. Test edilmeden sürüye katılan hayvanlar mikoplazma salgınının kaynağını oluşturur. Bu nedenle yeni satın alınan hayvanlar sürüye katılmadan önce gözlem altında tutulmalı ve mikoplazma yönünden test edilmeli, sürüye katılma kararı test sonucuna göre verilmelidir.

Mikoplazmalara bağlı mastitis salgınlarından korunmada dışarıdan hayvan alımının sınırlandırılması gerekir. Eğer dışarıdan hayvan alınacaksa, mikoplazma negatif sürülerden alınmasına özen gösterilmelidir. Süt tankı örneklerinden yapılacak olan rutin mikoplazma analizleri, korunma açısından önemlidir. Süt tankı kültür sonucunun mikoplazmalar yönünden pozitif çıkması, sürüde en az bir hayvanın mikoplazma ile enfekte olduğunun göstergesidir. Öte yandan enfekte sürülerin çoğunda, salgından önce süt tankı örneklerinde mikoplazma negatif çıkmaktadır. Bu durum yapılan kültürün sensitivitesi ve subklinik enfekte hayvanların sütü içinde mikoplazma sayısının az olmasından kaynaklanabilir.

Gebe düvelerde mikoplazmalara bağlı subklinik mastitislere rastlanmaktadır ve doğum sonrası subklinik enfeksiyonlar klinik forma dönüşebilir. Düveler mikoplazma enfeksiyonları bakımından kritik gruptadır ve bu nedenle bu bakımdan sık sık kontrol edilmelidir.

Özellikle büyük işletmelerde tank sütü örneklerinin her ay mikoplazma yönünden değerlendirilmesi, çeşitli önlemlerin alınması bakımından önemlidir. Yeni doğum yapan düvelerin laktasyon gruplarına katılmadan önce mutlaka mikoplazma yönünden negatif olduğu belirlenmeli, pozitif çıkan hayvanlar kesinlikle sürü dışı bırakılmalıdır.

Yeni hayvan satın alınacağı zaman mevcut sürüdeki geriye dönük kayıtlar incelenmelidir. Geriye dönük kayıtlar yoksa sürüden süt tankı örnekleri mikoplazma kültürü için laboratuvara gönderilmelidir.

Mastitis biyogüvenlik programları; sürüye yeni katılacak hayvanların salgın oluşturmasını engellemek için gereklidir. Bu nedenle yeni satın alınan laktasyonda olmayan hayvanların, eski sürüsünden süt tankı mikoplazma kültür sonuçları ve somatik hücre sayılarına bakılmalıdır. Laktasyondaki inekler için ise bireysel mikrobiyolojik kültür sonuçları değerlendirilmelidir. Satın alındıktan sonra doğum yapan hayvanlar sürüden izole edilmeli ve mikoplazma negatif olduğu kesinleşene kadar karantinada tutulmalıdır. Rutin olarak sürüye yeni hayvan alımı yapan işletmeler en az ayda 2 kez mikoplazma yönünden kültür yaptırmalıdır.

Hastalığa karşı önlem olarak, yeni doğum yapan inekleri hasta ineklerden ayırmak ve hasta hayvanlarda kullanılan ekipmanları, sağlıklı olanlarda kullanmamak gereklidir. Ayrıca buzağılara verilen süt hastalığın sürüler arasında yayılmasına yol açabilir. Enfekte sütü içen buzağılarda pnomöni, eklem yangısı ve orta kulak enfeksiyonu şekillenebilir.

Hastalığın tedavisi olmadığından hastalığın kontrolünde, enfekte inekleri satın almamak en iyi yoldur. Şayet belirli aralıkla sürüye yeni inek satın alınıyorsa, ayda bir tank sütü örneklerinden mikrobiyolojik kültür yapılmalıdır.

Sürü tank sütünün haftada bir kez mikoplazma yönünden değerlendirilmesi, kontrol önlemlerinin sonuçlarının değerlendirilmesi açısından önemlidir.

Mikoplazma kaynaklı mastitislerden korunmak için yukarıda belirtilen önlemlerin yanısıra aşı üretilmiştir. Koruyucu amaçlı aşılardan da yararlanılabilir.

Sonuç olarak; mikoplazmalara bağlı meme içi enfeksiyonların yayılması iyi bir sağım hijyeniyle asgariye indirilebilir. Bu amaçla meme başları sağım öncesi ve sonrası mutlaka bir dezenfektan solüsyona daldırılmalıdır. Mikoplazmaya bağlı salgınlarda meme başının dezenfeksiyonu için en çok %0.5-1’lik iyot bazlı ürünler önerilmektedir. Bir inekte sağım tamamlanıp, sağım başlıklarını diğer bir ineğe takmadan önce sağım başlıkları mutlaka dezenfekte edilmelidir. İnek veya düve satın alınacağı zaman büyük özen gösterilmelidir. Sürüye yeni katılacak tüm inek ve düveler, mikoplazma grubu mikroorganizmalar yönünden muayene edilmelidir.

Haber ve dergilerin içeriklerini görebilmek için