Rapordan dikkat çeken başlıklar şu şekilde:
Rapor gıda güvencesinden yoksun insan sayısının rekor boyutlara ulaştığını gösteriyor. Raporda gıda güvencesi ile ilgili sıkıntılar en hafifinden en ağırına 5 aşamada ele alınıyor. Bunlar minimal, stres, kriz, acil durum ve kıtlık şeklinde sıralanıyor.
Rapora göre 2019 yılında 55 ülkede 135 milyon kişi gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde veya daha kötü durumda. Bu kişilerin 73 milyonu Afrika, 43 milyonu Orta Doğu ve Asya, 18,5 milyonu Latin Amerika, 0,5 milyonu ise Avrupa’da yaşıyor. Bu sayı 2016’da 48 ülkede 108 milyon kişi düzeyindeydi.
Diğer yandan, 2019 yılında 47 ülkede 183 milyon kişinin gıda güvencesi açısından stres düzeyinde olduğu rapordaki veriler arasında. Stres düzeyinde olan kişilerin 129 milyonu Afrika, 28 milyonu Latin Amerika, 25 milyonu ise Orta Doğu ve Asya’da bulunuyor.
Rapora göre 2019’da etkilenen insan sayısı açısından en büyük krizler sırasıyla Yemen, Kongo, Afganistan, Venezuela ve Etyopya’da yaşandı. Güney Sudan ve Yemen’de halkın yarısından fazlasının kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu görüldü.
Gıda krizi halindeki 55 ülkede 75 milyon çocuk yeterince uzayamazken, 17 milyon çocuk yeterince kilo alamadı. Bunun önde gelen nedenleri besin ögeleri açısından yeterli beslenememe yanında temiz su, hijyen ve sağlık hizmetlerine yeterince erişememe oldu.
Rapora göre 2019’da gıda krizlerinin en önemli nedeni çatışmalar oldu. 22 ülkede 77 milyon insan süregelen çatışmalar nedeniyle gıda krizi yaşarken, 25 ülkede 34 milyon kişi aşırı uçlarda hava şartları, 8 ülkede 24 milyon insan ekonomik şoklar nedeniyle gıdaya erişimde güçlük çekti.
Verilere göre 2019 ortasında iltica etmek zorunda kalan 20,2 milyon göçmenin %52’si 8 ülkede ağırlandı. Bu ülkelerin dördü ciddi boyutlarda gıda krizlerine sahne oldu. Diğer yandan aynı dönemde 44,9 milyon kişi ülke içinde göç etmek zorunda kaldı. Ülke içi göçü en fazla yaşayan 10 ülkenin 9’unda büyük gıda krizleri yaşandı.
Rapora göre 2020 yılında çatışmaların, hava şartlarının, çekirge sürülerinin ve ekonomik şokların gıda güvencesini tehlikeye düşüreceği öngörülüyor.
Yeni koronavirüs hastalığı COVID-19’un dünya çapında hem sağlık, hem sosyoekonomik açıdan şimdiye kadar görülmemiş bir etki yarattığı belirtilen raporda, daha önce gıda krizinde olan 55 ülkenin ciddi şekilde etkilenebileceği ifade ediliyor. Bunların yanında net gıda ithalatçısı, petrol ihracatçısı, gelirleri turizm ve dövize bağlı ülkelerin de salgından daha fazla etkileneceği belirtiliyor.
Raporda önümüzdeki 10 yıl “Eylem On Yılı” olarak anılıyor ve 2030’a kadar herkes için sürdürülebilir bir gelecek sağlanmak isteniyorsa küresel uluslararası camianın açlığın temel nedenlerine karşı çabalarını hızlandırmasının şart olduğu vurgulanıyor.
Gıda Krizleri Küresel Ağı (Global Network Against Food Crises); Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından 2016 Dünya İnsani Zirvesi sırasında kurulmuş bir platform. Ağın amacı gıda krizlerine karşı işbirliğinin sağlanması, kanıta dayalı analizlerle müdahale önceliklerinin belirlenmesi ve ülkeler bazında güçlendirme programlarının hayata geçirilmesi olarak ifade ediliyor.