1985 yılında kurulan ve bugüne kadar gelişip büyüyen bir aile firması Kartal Kimya. 36 yıllık serüveninde Kurucusu olan sektörün duayenlerinden Rahmetli Yusuf Kanat’ın ailesi tarafından başarıyla yürütülmeye devam ediyor. Yönetim Kurulu Başkanı Yıldız Nermin Kanat, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Pınar Kanat ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muzaffer Kartal Kanat ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, Kartal Kimya’nın geçmişten bugüne serüvenini konuştuk.
Öncelikle bize firmanızdan bahseder misiniz? Kartal Kimya kim tarafından hangi hedeflerle kuruldu?
Pınar Kanat: Kartal Kimya, 1985 yılında, kimya mühendisi, Yusuf Kanat tarafından kuruldu. Yusuf Kanat, Kartal’ı kurmadan önce 16 yıl boyunca çalıştığı uluslararası bir şirkette, işe önce laboratuvarda başlamıştır. Sonrasında aynı şirkette Türkiye’nin ilk veteriner ilaç, aroma ve yem katkı departmanlarını kurmuştur. 1984 yılında emekli olana kadar bu bölümün yöneticiliğini yapmıştır.
Vizyonu olan, ilklerin peşinde koşan biriydi yani… Yaptığı işin de ilk duayenlerindendir. Emekli olunca da kendi işini kurmaya karar vermiştir. Sektörde elde ettiği tüm tecrübe ve bilgi birikimini Türk tarım ve hayvancılığının gelişimine katkı sağlamayı ilke edinmiştir. İşte Kartal bu değerler üzerine kuruldu.
Ama tabii zaman içinde bu hedef sadece ülkemizle sınırlı kalmadı. Kartal, bölge ülkelerinin de isteklerine göre ürünlerini giderek çeşitlendirmeye ve ürünlerde değişiklikler yapmaya başladı. Sadece kendi ülkemizin ihtiyaçlarına değil, bölgemizdeki diğer ülkelerin de isteklerini karşılamaya başlayınca, Kartal’ın ürün çeşitliliği giderek arttı ve artmaya da devam edecek…
Kartal Kimya’nın kurucusu Yusuf Kanat’ın teknik bilgisinden ve geçmişte yaptıklarının Türkiye’nin yem katkı sektörü için öneminden bahseder misiniz?
Kartal Kanat: Kartal Kimya, bugüne kadar ürünlerde ileriye yönelik gelişme ve yeniliklerden ilk haberi olan ve bunlara önderlik eden şirketlerden biri oldu. Babam, Kartal Kimya çatısı altında Türk hayvancılık sektörünü, ilk kez en önemli ürün grupları olan amino asitler, antikoksidiyaller ve enzimlerle tanıştırdı. Türk yem katkı sektörünün gelişmesinde büyük rol oynayan duayenlerden oldu.
Bunların yanında, teknolojik yeniliklerde de hep öncü olmaya çalıştık. Bugün, sektöründe Türkiye ve Avrupa’nın en yüksek teknolojili, en modern üretim tesisi bizimki. Üstelik, babam bu tesisi 1995 yılında ülkesi için çok büyük bir yatırım yaparak inşa etti. Bu üretim tesisi, üretim alanında dünyanın önde gelen otomasyon şirketi olan Bühler firması tarafından kuruldu. Türkiye’de bu alanda, bu firmanın teknolojisini kullanarak üretim yapan tek firmayız.
Tartımdan karışıma ve paketlemeye kadar her alanda otomasyonumuz mevcut. Diğer firmalardan farkımız, üretim alanında ve otomasyonda, mikrodozajlama tesisine sahip olmamız. FAMI-QS, kalite belgelerimiz ISO 9001 en son versiyon 2015, ISO 14001 var. 2015’te uluslararası çevre ödülünü aldık. İlk defa bir premiks firması bu ödülü aldı. Aynı zamanda, hiçbir premiks fabrikasında olmayan likit karışım tesisini de kurduk.
Ayrıca, Türkiye’de en donanımlı ekipmanlarla, en kapsamlı analizleri yapabilen laboratuvara sahip tek premiks firmasıyız. Laboratuvarımızda suda ve yağda çözünen vitaminlerin analizi, tüm ağır metallerin analizi, homojenizasyon stabilite testleri, aminoasitlerin analizleri yapılıyor; çok yakında mikotoksin analizleri de yapmaya başlayabileceğiz ve laboratuvarımıza yeni yatırımlarımız da bunlarla beraber devam edecek. Bu devamlılık ve kalite konusundaki hassasiyetimiz, bize babamızdan geçti. Babamız da kaliteye, kendini sürekli kontrol etmeye ve kalitenin neresinde olduğumuzu görmeye çok önem verirdi. Biz de aynı heyecan ve ilgiyi taşıyoruz.
İlk kuruluş tarihiniz 1985, seri üretime geçiş içinse 2001 tarihi görülmektedir. Bu yıllar arasındaki geçen 16 yıllık süreçte hangi gelişmeler yaşandı? Üretim tesisiniz ve kapasitenizle ilgili genel bilgiler verebilir misiniz?
Kartal Kanat: Evet, tam otomasyona geçiş yapılarak üretime 2001 yılında başlandı. Arada geçen süre içerisinde teknolojik yeniliklerde hep öncü olmaya çalıştık. Daha önce de belirttiğim gibi, Türkiye, Avrupa ve Orta Doğu’da en yüksek teknolojili, en modern üretim tesisini kurduk. Türkiye’de bu alanda, dünyaca ünlü Bühler firmasının teknolojisini kullanarak üretim yapan ilk ve tek firma olduk. Kapasitemiz 10 ton/saat. Bu, bir premiks firması için oldukça yüksek bir kapasite. Ayrıca, big bag paketleme kabiliyetimiz var. 20 siloluk mikrodozajlama tesisimizde oldukça hassas tartımlar da yapabiliyoruz. Hiçbir premiks firmasında olmayan likit karışım tesisimiz var. Yeni yatırımlarımız da devam ediyor.
Günümüze gelirsek, firma olarak kendinizi sektörde hangi noktada görüyorsunuz? İleriye yönelik Kısa ve orta vadedeki hedefleriniz neler?
Pınar Kanat: Vizyonumuz; daha sağlıklı ve doğal ürünlerle nihayetinde insan sağlığına katkıda bulunmak, ileri teknolojilerle üretim yapmak. Değerlerimiz de her zaman öncü, dürüst ve güvenilir olmak, sağlıklı ürünler üretmek. Bundan sonraki projelerimiz de bunların üzerine olacaktır. İnsan sağlığı, hayvan beslenmesi ve çiftlikten sofraya zincirin tüm halkalarını tamamlamak üzerine…
Bir Ar-Ge departmanı kurduk şirket içinde. Ar-Ge çalışmalarıyla yeni ürün geliştirme ve bu ürünleri sektörümüze kazandırmayı amaçlıyoruz. Bu bizi heyecanlandıran bir yenilik, hatta diğer tüm premiks şirketleri için de öyle… Kendi ürünlerini üretip ortaya yeni bir şeyler çıkarabilen şirket çok az. Yabancı şirketlerde belki, ama yerli şirketlerde bunu yapabilen yok. Bu konuda ülkemizde ilk olmak istiyoruz.
Kartal denince akla, kaliteli, kendi ürünleriyle başarılı ve teknik gelişmeleri uygulama noktasında lider bir isim gelsin istiyoruz. Marka olma yolculuğumuz, sadece Türkiye’de değil, global pazarlarda da devam etsin istiyoruz. Kartal, Türkiye’de zaten tanınan bir marka ama biz markamızı yurt dışında, çevre ülkelerde, bizim ihracat pazarımızda da daha tanınan, bilinen bir marka haline getirmek için çalışıyoruz. Bundan sonra yapacağımız yenilikler hep bu yönde olacak.
Kartal Kimya’yı rakiplerinden ayıran özellik nedir? Müşterileriniz neden sizi tercih ediyor?
Pınar Kanat: Müşteri odaklı çalışıyoruz. Müşterilerimizi dinliyor, söyledikleri ve istedikleri şeylere dikkat ederek üretim yapıyoruz. Müşterilerimiz bizim için çok önemli. Onlar başarılı olursa, biz de başarılı oluruz. Bu felsefede gittiğimiz için de tercih ediliyoruz. Ayrıca hızlı çözüm üreten, güvenilir ve kalite konusunda hassas bir firmayız.
Türk yem sektörünün katkı konusunda büyük ölçüde dışa bağımlı olduğu bilinen bir gerçek. Bu bağlamda Kartal Kimya’nın ve diğer yerli üreticilerin konumunun çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu durumda siz bu dışa bağımlılığı neye bağlıyorsunuz?
Kartal Kanat: Yem katkı sektörü olarak, hemen hemen bütün saf vitaminlerde, amino asitlerde (Lysine, Methionine, Threonine gibi), enzimlerde, antikoksidiyallerde ve diğer katkılarda tamamen dışa bağımlıyız. Çünkü dünyada bunları üreten belli başlı şirketler var ve ürünlerin çoğu bu işletmelerin tekelinde bulunuyor. Dünyadaki üretim, ham madde tedariği ve döviz kurları değişikliklerine bağlı krizlerden sektör olarak çok etkileniyoruz.
Özellikle, şirketlerle üç ve altı aylık bağlantılarda anlaşmalar yaptığımızdan böyle bir durumdan çok olumsuz etkilenebiliyoruz. Türkiye’de sektör genellikle, dünyada söz sahibi olan şirketlerle ya ortaklık yoluna gitti veya sektörün dünyadaki büyük temsilcilikleri ülkemizde faaliyete geçti. Böyle olunca, bizler için rekabet daha güç olmaya başladı.
Dergimiz bu ay 250. sayımıza ulaşmış durumda. Dergilerimizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Pınar Kanat: Sektörün önde gelen dergilerinden biri olan Performans dergisinin ulaşmış olduğu 250.sayısını öncellikle kutluyorum. Bilgi kirliliğinden arınmış, güvenilir ve gündemi takip eden bilgileri ile iş dünyasında takip ettiğimiz bir dergi oldu. 2012 yılından sonra ise ruminant - kanatlı sektörlerini iki uzman dergi haline getirerek yayın hayatına devam ettiğiniz derginiz ile bundan sonra da güncel ve doğru bilgileri paylaşacağınızdan eminiz. Başarılarınızın devamını diler, derginizde bize yer verdiğiniz için teşekkür ederim.