Veteriner Hekimler evcil, yabani ve ekzotik hayvanlar gibi birçok türün hastalıklarının tanı tedavi ve korumalarını içeren kapsamlı bir eğitim almaktadırlar. Veteriner hekimler yine hayvanlardan insanlara geçen zonooz infeksiyonlar konusunda daha geniş bir bilgi birikimine sahiptirler. Veteriner hekimler farklı türlerdeki birçok hayvanı hastalıklardan koruyarak toplum sağlığını, gıda güvenliğini de sağlamaktadırlar. Şu an bilinen en az 1415 enfeksiyöz ajandan yaklaşık 868’i (%61’i) ve yeni ortaya çıkan etkenlerin %75’i zoonoz olarak tespit edilmiştir. Bunlardan bir tanesi ise COVID-19 hastalığına neden olan SARS-COV-2 virüsüdür.
İnsanlarda görülen hastalıkların büyük bir kısmının hayvanlardan kaynaklandığı düşünüldüğünde, gıda güvenilirliği ve sürdürülebilir gıda güvenliği ancak hayvan sağlığı ve refahının güvence altına alındığı ve sürdürülebilir hayvan yetiştiriciliğinin tesis edildiği bir ortamda temin edilebilir. Bu bağlamda düşünüldüğünde bugün dünyada tek sağlık konseptinin önemi her geçen gün artmaktadır. “Sağlıklı İnsan İçin Sağlıklı Hayvan” gerekliliği üzerine kurulu “Tek Sağlık Konsepti” yaklaşımında, çevrenin korunması, hayvan sağlığı ve refahı, gıda güvenliği ve halk sağlığı konuları da önem kazanmaktadır.
Tek Sağlık konsepti çerçevesinde; Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının ortak yönetiminde, veteriner hekimleri ve tıp doktorlarını içerisine alan ve başta hayvanlardan insanlara bulaşabilen ve halk sağlığını tehdit eden Koronavirüs benzeri salgın zoonoz hastalıkların kontrolü ve eradikasyonu olmak üzere, halk sağlığı ve hayvan sağlığı konusunda çalışmalar yapacak ve stratejiler oluşturacak bağımsız bir “Zoonotik Hastalıklar Araştırma Enstitüsü” ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde müstakil bir “Veteriner Otoritesi veya Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü”nün kurulması gelecekte olası halk sağlığı ve hayvan sağlığı konusundaki bir takım risklerin bertaraf edilmesine ciddi katkılar sağlayacaktır.
Dünyada ilk kez hayvan hastalıkları ile organize mücadele sığır vebası hastalığı ile başlamıştır. Sığır vebası virüsü yüzyıllar boyunca dünyanın birçok yerinde sığırlarda korkunç kayıplara neden olmuştur. Hastalık ilk kez 4. yüzyılda tanımlanmış ve 19. yüzyıla kadar Avrupa’dan elimine edilememiştir. Sığır vebası ile mücadele için 1792 yılında Fransa’nın Lyon şehrinde ilk veteriner fakültesi kurulmuştur. Henüz virüs kavramı bilinmediği yıllarda Sığır vebasının virüsünü filtreleri geçtiğini ispat eden, virüsü izole eden ve sığır vebasına karşı serumu dünyada ilk kez üreten (1897) bir Türk bilim insanı Veteriner Hekim Adil Mustafa Şehzadebaşı’dır. Sığır vebası ile mücadelede dünyada olduğu kadar ülkemizde de Veteriner hekimlerin rolü oldukça büyüktür. Örneğin; kurtuluş savaşı sırasında sığır vebasına karşı üretilen sığır vebası serumları gizlice cepheye gönderilmiş, az sayıdaki veteriner hekiminin üstün gayretleri ile öküzler ve mandalar aşılanmıştır. Bu suretle sığır vebası salgını kontrol altına alınmış ve ordunun lojistik gücünü yeniden kazanması sağlanmıştır. Bu çabalar, Mareşal Fevzi Çakmak’a “Eğer Türk veteriner hekimleri olmasaydı istiklalimizi kazanamayacaktık” sözünü söyletmiştir.
İnsanlık tarihi boyunca hekimler birçok hastalığın insan ve hayvanlarda oluşturduğu zararları, hijyen tedbirleri gibi biyogüvenlik kurallarından ilaçlar, aşı, serum uygulamaları gibi veya daha karmaşık yöntemler kullanarak kontrol altına almışlardır. Fakat ne yazık ki insanlık bu zamana kadar sadece, 1980 yılında insan çiçek hastalığını, 2011 yıllında ise sığır vebası hastalığını aşı ile eradike edebilmiştir. Orta ve düşük gelirli 94 ülkede aşı yatırımı için harcanan 34 milyar dolar sayesinde, hastalıkların yol açacağı 586 milyar dolar zararının engellenmiş ve ülke ekonomilerine 1.53 trilyon dolar katkı sağlamıştır. Aşılamalar ile 3 milyon çocuk her yıl ölümden kurtulmaktadır. Aşılamalar ile hayvanlarda birçok hastalık kontrol altına alınmış ve kuduz gibi sıcakkanlı memelilerden insanlara geçen öldürücü hastalık vakası azaltılmıştır.
Aşı ve bilim tarihinde insanlığa çok büyük katkılar yapmış olan Türk bilim insanları ve veteriner hekimlerin de içerisinde ağırlıklı olduğu kurumlar, aşı üretme kapasitelerini AR-GE yaparak sürekli geliştirmişler ve yaklaşık 119 yıldır aşı üretmeye devam etmektedirler. Tarım ve Orman Bakanlığının bünyesinde bulunan Veteriner Hekimler viral hastalıklara karşı aşı ve serum üretmede büyük tecrübe ve sahada uygulanabilen bilgi birikimine sahiptirler. Ülkemizde veteriner aşı ve serum üretiminde özel sektörün yine bilgi birikimi ve tecrübesi fazladır. Hatta ülkemiz kimi dönemler özel ve kamu sektörü tarafından üretilen aşıyı başka ülkelere ihraç etmektedir. Bu bilgi birikimi ve tecrübe ile viral ve diğer hastalıklar ile başarılı bir mücadele yürütülmektedir. Ülkemizde büyük çapta aşı ve serum üretebilecek tesisler mevcuttur ve bu biyoteknoloji tesislerinde veteriner hekimler büyük bir özveri ile çalışmaktadırlar. Ülkemizde bulunan veteriner fakültelerinin 25’nde yaklaşık 51 öğretim üyesi Viroloji Anabilim Dallarında görev yapmaktadır. Bu bilim insanları, gerek hayvanlarda bulunan viral gerekse zoonotik karakterdeki viral hayvan hastalıkları ile mücadele, koruma kontrol, tanı için klasik ve modern moleküler virolojik metotları başarılı biçimde kullanmaktadırlar ve bu konuda yoğun bilgi birikimine ve araç- gereç açısından donanımlı laboratuvarlara sahiptirler.
Veteriner Hekimler hali hazırda hem hayvan sağlığı için hem de insan sağlığı için 50 farklı aşı ve biyolojik (Viral, bakteriyolojik) madde üreterek ülkemizin hayvan sağlığı ve halk sağlığına çok önemli hizmet etmektedir. Veteriner hekimler ve virolologlar, nitelikli insan kaynağı, aşı ve serum geliştirilmesi konusunda son derece güçlü altyapılara sahiptirler.
Bu bağlamda veteriner hekimler SARS-CoV-2 virüsünün izole edilmesinde, inaktif (ölü), rekombinant aşı ve serum üretilmesi için imkan verilmesi durumunda bütün bilgi ve laboratuvar deneyimlerini paylaşmak için göreve hazır beklemektedirler. Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, hali hazırda aşı üreten özel sektör ve üniversite iş birliği ile veteriner hekimlerin inaktif(ölü) aşı üretim işini en kısa zamanda yapacaklarına inancımız tamdır. Virüs izolasyonu, karakterizasyonu, inaktif aşı, rekombinant aşı ve serum üretilmesi gibi birçok işlemin ilgili kamu ve kuruluşları tarafından dikkate alınması önem arz etmektedir.
Ayrıca;
Veteriner hekimlik mesleğini serbest olarak icra eden veteriner hekimler, hizmetlerini muayenehane, poliklinik ve hayvan hastanelerinde vermektedirler. Bu hizmetler, başta zoonoz nitelikli olan hastalıklarla mücadele (Brusellozis, Tüberkülozis salmonellozis vb.) acil doğum, cerrahi müdahale veya diğer tedavi hizmetleri ile gıda güvenliğinin temini şeklinde gece gündüz demeden sürdürülmek durumundadır.
65 yaş ve üstü kişiler ile kronik hastalığı olan şahısların sokağa çıkma yasağını düzenleyen İçişleri Bakanlığı’nın Genelgesinde, kamu görevlileri ve eczacılar yasaktan muaf tutulmuştur. Genelgede sağlık çalışanları adı altında veteriner hekimlerin de kastedildiği düşünülmekle birlikte bu hususa açıklık getirilecek bir şekilde sağlık hizmeti sunan Serbest Veteriner Hekimlerin de ilgili genelge kapsamına alınarak sokağa çıkma yasağından muaf tutulmaları hayvan sağlığı, gıda güvenliği ve kamu yararı açısından zaruri görülmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Ali EROĞLU
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı