HIPRA; Koruyucu veteriner hekimliği alanında dünyanın önemli kuruluşlarından biri olan ve ara üretim aşamaları da dahil olmak üzere hiç bir ürününde fason hizmet almadığı gibi başka firmalar adına fason
üretim de yapmayan tam bağımsız nadir hayvan sağlığı firmalarından biri olarak performansını sürekli yükseltiyor. Tüm gelişmeleri HIPRA Türkiye Genel Müdürü Serkan Biçer ile gerçekleştirdiğimiz röportajda detaylı olarak öğreniyoruz.
HIPRA firmasını bize genel olarak tanıtır mısınız? Ne zaman kurulmuştur, gelişim hikayesini anlatır mısınız? Global anlamda HIPRA, gerek kendi ofisi gerekse temsilcilik olarak kaÁ ¸lkede yer almaktadır?
HIPRA, 1954 yılında İspanya´da girişimci bir veteriner hekim Dr. Juan Nogerada ve arkadaşları tarafından kurularak faaliyetlerine başlıyor. HIPRA´nın ruhsatlandırdığı ilk ürün at sağlığına yönelik bir D vitamini preparatı olduğu için logosunu da at kafası olarak belirliyorlar. İşin ilginç yanı, şu anda portföyümüzde neredeyse tüm hayvan türleri için bir ürünümüz bulunmasına rağmen at ürünleri bunlardan biri değil.
HIPRA, yıllar içerisinde farklı hayvan türlerine yönelik ürün portföyünü genişleterek İspanya´nın en büyük Veteriner Aşı ve İlaç firmalarından biri haline geliyor. 70´li yılların sonu ve 80´li yılların başından itibaren yurt dışı ülkelere dağıtım ve satış başlayınca yavaş yavaş uluslararası pazarlarda HIPRA tanınmaya başlıyor. 90´lı yılların sonuna doğru ise 100´ün üzerinde ülkeye ihracat yapan bir firma haline geliyor.
2000´li yılların başından itibaren ise HIPRA, tüm dünyadaki müşterileriyle daha iyi iletişim kurmak, kendini, markasını, ürün ve hizmetlerini daha iyi tanıtmak amacıyla Türkiye gibi bir çok ülkeye doğrudan yatırım yapmaya karar veriyor ve ihracatçı bir organizasyondan, çok uluslu bir yapıya geçiyor.
HIPRA, altyapısının sunduğu imkanlar, kuruluş yıllarından itibaren özel olarak eğildiği Ar-Ge yatırımları ve en önemlisi kurucumuz Dr. Juan Nogerada ve şu anki Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO´muz Dr. David Nogerada´nın veteriner hekim olmaları ve farklı ürünler sunarak mesleğe katkı verme konusundaki yoğun istekleri sayesinde aşı alanında yenilikçi ve farklı ürünler geliştirmeye başlıyor. Koruyucu hekimlik alanındaki yenilikçiliğe ve gelişime açık alanlar, yıllar içinde HIPRA´nın ilgisini bu alana daha da fazla çekiyor.
Nitekim 2008 yılında HIPRA, stratejisini tamamıyla değiştirerek "Koruyucu Veteriner Hekimlikte Dünya Referansı olma" vizyonu ile yenilikçi aşılar, aşı teknolojileri ve global olarak ´Smart Vaccination´ adıyla tanıttığımız Akıllı Aşılama Cihaz ve Teknolojilerine odaklanıyor. 2008 yılından bu yana da HIPRA olarak Ar-Ge yatırımlarımızın tamamını aşı ve aşılama teknolojilerine ayırıyoruz. Bunun sonucu olarak tamamı HIPRA bilim insanları tarafından geliştirilmiş 22 aşı ile son on yılda en fazla aşıyı pazara sunan, bu alanda sektörün lider firmasıyız.
HIPRA´nın sektördeki diğer çok uluslu firmalardan en önemli farkı; tüm odağının aşı ve koruyucu hekimlik olmasının yanında bir Veteriner Hekim tarafından kurulup günümüzde de halen bir Veteriner Hekim tarafından yönetilen ve tek faaliyet alanı hayvan sağlığı olan çok uluslu firma olmasıdır.
Bunun yanında, ürün portföyünün tamamı HIPRA bilim insanları tarafından geliştirilmekte ve eksiksiz her aşamada sadece HIPRA tesislerinde üretilmektedir. HIPRA, ara üretim aşamaları dahil hiç bir ürününde fason hizmet almadığı gibi başka firmalar adına fason üretim de yapmayan tam bağımsız nadir hayvan sağlığı firmalarından biridir. Bu durum, bir ürünün Ar-Ge projesi olarak başlamasından ruhsatlandırılıp üretilmesine ve bitmiş ürün olarak pazara verilmesine kadar sayısız kalite kontrol noktasını bizzat denetleyebildiğimiz anlamına geliyor ve bu nedenle ürünlerimizin kalitesine çok güveniyoruz.
Bugün, HIPRA, 65 yılı aşan tecrubesi ile 2000´i aşkın çalışanı, İspanya ve Brezilya´da bulunan AB Standartlarına uygun, GMP sertifikalı 2 üretim merkezi, 3 kıtadaki Ar-Ge merkezleri, 5 kıtada 38 ülkedeki ofisleri ve çeşitli ülkelerdeki anlaşmalı distribütörleriyle birlikte 130´a yakın ülkede aşı ve ilaçlarını veteriner hekimlerin hizmetine sunuyor.
Gelecekte HIPRA olarak, hayvan sağlığı sektörünün değişen ihtiyaçlarına cevap verebilmek için her türlü Ar-Ge, teknoloji ve altyapı yatırımını yaparak geliştirmeye devam edeceğimiz yüksek teknolojili, yenilikçi ve farklı aşıları ile kurumsal değerlerinden taviz vermeden, Koruyucu Veteriner Hekimlikte Dünya Referansı olma vizyonumuzla yolumuza güçlenerek devam ediyoruz.
HIPRA´nın değerleri nelerdir? Stratejilerini hangi temeller üzerine kurmaktadır?
HIPRAínın kuruluşundan beri benimsediği "Mükemmeliyet, Güvenilirlik, İyimserlik" değerleri kurumsal kimliğimizin üç önemli bileşeni, bizim adlandırdığımız şekliyle bu değerlerimiz, bizim kurumsal mührümüzdür. Üretimden saha çalışmalarına, Ar-Ge´den pazarlamaya kadar çalışmalarımızın her aşamasında bu ortak değerlerimizi gözetiriz.
Strateji olarak ise, yukarıda da belirttiğim gibi Koruyucu Veteriner Hekimlikte Referansı olma vizyonumuz çerçevesinde stratejilerimizi belirliyoruz. Bu çerçevede en önemli hedefimiz gerçek anlamda ileri teknolojiler kullanarak sahanın ihtiyaçlarına cevap veren, Veteriner Hekimlerin hastalıklardan korunmada ellerini güçlendiren, yeni nesil ve yenilikçi aşılar ve aşılama teknolojileri geliştirmek. Bu nedenle, HIPRA olarak o endikasyon alanında benzeri olmayan ilk ve tek aşıyı veya o alanda benzer ürünler olsa da mutlaka içinde bir veya birden fazla farklılık içeren ürünleri projelendirip ürün olarak geliştiriyoruz.
Örnek vermek gerekirse global olarak mutlak lider olduğumuz mastitis aşılarında STARTVAC, Avrupa İlaç Ajansında ruhsat almış biyofilme karşı da bağışıklık oluşturan, Staph. aureus, gram negatif stafilokoklar ve E.coli´ye karşı meme dokusunda dahi bağışıklık oluşturan sektördeki ilk ve tek aşıdır. Bir başka örnek olarak, damızlık koksidiyozuna karşı benzer aşılar olsa da EVALON, yine HIPRA´nın geliştirdiği patentli adjuvanı, renklendiricisi ve tatlandırıcısı ile birlikte ruhsatlandırılmış, etiketinde bulunan RFID çipi ve Akıllı Aşılama cihazı sayesinde kuluçkadan kümese kadar izlenebilirlik imkanını sunan çok farklı bir kanatlı damızlık aşısıdır. STARTVAC ve EVALON gibi, VIMCO, HIPRAGUMBORO-GM97, HIPRACOX, ICTHIOVAC VR/PD ve bunlar gibi bir çok ürünümüzü örnek olarak gösterebilirim.
Ar-Ge çalışmalarının HIPRA için oldukça önemli olduğunun farkındayız. Bu konularda ne gibi yenilikler getirerek hayvan sağlığı sektörüne katkıda bulunmaktadır?
HIPRA olarak Ar-Ge çalışmalarımızı tüm faaliyetlerimizin odağında tutuyoruz ve firmanın en önemli alanı olarak tanımlıyoruz. Bu nedenle, yıllık ciromuzun %10´unu Ar-Ge çalışmalarımıza ayırıyoruz. Hayvan sağlığında yenilikçi ve farklı aşıların geliştirilmesi ve koruyucu hekimlikte referans olma vizyonu ile yola çıkmış bir firma olarak başka türlü bir yaklaşımımızın olması da beklenemez. Nitekim, çok nitelikli ve kalabalık bir Ar-Ge ekibiyle HIPRA´nın, son 10 yılda ruhsatlandırıp dünya genelinde pazara sunduğu, tamamı farklı 22 yeni aşıyla bu alanda lider firma olduğumuzu gururla tekrarlamak isterim.
Ar-Ge departmanımızda yenilikçi aşıların yanı sıra, teşhis kitleri, sektörde ilk olma özelliğini taşıyan Akıllı Aşılama Cihazları ve aşılama takibine imkan veren özgün yazılımlar geliştiriyoruz.
Ayrıca, ana terapötik alanlarımızda koruyucu hekimliğe odaklanmış, DIAGNOS adlı teşhis hizmeti sunan özel bir laboratuvara sahibiz. Hayvan yetiştiriciliğinde büyük olumsuzluklara neden olabilecek salgın hastalıkların önlenmesine katkı sağlaması amacıyla geliştirdiğimiz DIAGNOS laboratuvarımızda yılda yaklaşık 525.000 serolojik analiz, 17.500 moleküler analiz ve 5.100 mikrobiyolojik analiz uyguluyoruz. çok uluslu hayvan sağlığı firmaları arasında, CIVTEST adıyla spesifik teşhis kitlerine sahip dünyadaki tek firma özelliğini taşıyoruz. Veteriner teşhis alanında başarıyla kullanılan CIVTEST teşhis kitleri, bir çok uluslararası lider laboratuvarla iş birliği içinde Ar-Ge departmanımız tarafından geliştirilmiştir.
Koruyucu hekimlik üzerinde HIPRA neden bu kadar çok duruyor? Koruyucu hekimliğin önemini açıklar mısınız, HIPRA bu konularda neler yapmaktadır?
Günümüzde pek çok faktöre bağlı olarak yeni hastalıklar ortaya çıkıyor veya eradike edildiği için uzun süredir gündemde olmayan pek çok farklı hastalık yeniden gürülebiliyor. Entansif hayvansal üretimde ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, gıda amacıyla daha çok hayvan üretilmesi gibi sebepler hayvan sağlığı ve dolayısıyla buna bağlı olarak da insan sağlığının korunması için yeni ürün ve yöntemler geliştirilmesini zorunlu kılıyor.
Bugün dünya nüfusu yaklaşık 7.5 milyar ve 2050 yılında bunun 10 milyara yaklaşacağı tahmin ediliyor. 10 milyar nüfusun hayvansal protein ihtiyacını karşılamak için hayvan sayıları artarken entansif hayvancılık daha da gelişecek ve nitekim gelişiyor da. Bundan 20-25 yıl önce Türkiye´de 200-300 başlık sağmal bir işletmeyi büyük bir işletme olarak tanımlarken bugün 1000-2000 baş ve üzeri bir çok işletme var. Aynı şekilde, benim mesleğe başladığım yıllarda 5000 civciv kapasiteli bir broiler kümesi büyük kabul edilirken artık 50.000 kapasiteli kümesler normal kabul ediliyor. Dolayısıyla, sürü yoğunlukları arttıkça strese bağlı enfeksiyonlarda artış, mevcut patojenlerde mutasyonlar göreceğiz veya daha önce görmediğimiz enfeksiyonlarla mücadele etmek durumunda kalacağız. Bu nedenle, bireysel tedavi yerine aşı uygulamaları ile sürüyü hastalıklar ortaya çıkmadan korumak, yani koruyucu veteriner hekimlik her geçen gün daha da önem kazanacak. Hekimler ve işletmeler için çok daha kolay olan bu yaklaşımın daha az maliyetli olduğunu zaten biliyoruz.
Dolayısıyla işin ekonomik boyutu var. Bugün hayvan yetiştiriciliğinde en büyük giderin yem olduğu söylenir ancak kişisel görüşüm asıl büyük giderin mortalite ve ardından subklinik enfeksiyonlar olduğu yönündedir. Bugün, Türkiye yılda yaklaşık 1.5 milyar broiler üretiyor. Ortalama mortalitenin üzerinde sadece %1´lik bir artış bile 15 milyon broilerin kaybedilmesi demektir. Bu kayıp, bugünkü fiyatlarıyla 200-250 milyon TL´nin üzerinde bir gelir kaybı anlamına geliyor. Subklinik enfeksiyonlara bağlı verim kayıpları da göz önüne alınırsa aşılamanın önemi, kazandırdıkları ve kazandıracakları daha da belirginleşiyor. Benim her zaman koruyucu hekimlik ve aşı konusunda verdiğim bir örnek vardır. Bir dalgıç için oksijen tüpü neyse, veteriner hekim için aşı odur. Bir dalgıç için tehlike anında kullandığı bıçağı neyse, veteriner hekim için ilaç odur. Dolayısıyla koruyucu hekimlik gerek hayvan sağlığı ve refahı, gerek halk sağlığı ve gerekse hayvancılık ekonomisi olarak bakıldığında çok önemli bir konu ve önümüzdeki süreçte çok daha önemli hale gelecek.
HIPRA olarak koruyucu hekimliğin hayvan sağlığının en temel noktası olduğunu biliyoruz ve bu nedenle 2008 yılından bu yana koruyucu hekimliği işimizin odağına aldık. Bu doğrultuda inovatif aşılar, akıllı aşılama cihazları ve bu alanda farklı hizmetler geliştiriyoruz.
Aslında sadece HIPRA değil, sizin de bildiğiniz gibi Avrupa İlaç Ajansı da tüm açıklamalarında korumanın tedaviden daha iyi olduğunu vurguluyor ve koruyucu hekimlik uygulamalarının önemine ve sağladığı tasarruf avantajlarına dikkat çekiyor. Benzer şekilde, Tarım Bakanlığımızda hayata geçirdiği bir çok proje ve kampanya ile koruyucu hekimliği teşvik edici politikalar uyguluyor.
Bizler de, HIPRA olarak farklı hayvan türlerinde bilinen veya oluşabilecek tehditleri henüz ortaya çıkmadan tanımlayarak bunların etki ve sonuçlarını tamamen önleyen ya da en az düzeyde kalmasını sağlayan ürünler geliştirilmesi için Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veriyoruz.
Koruyucu Veteriner Hekimliğinde Dünya Referansı Olma vizyonumuzun bir sonucu olarak antibiyotik ve antikoksidiyal kullanılmadan etkin ve rekabetçi hayvan yetiştiriciliği yapılmasını sağlamak için bir danışmanlık programı olan ORIGINS´i tasarladık. Antibiyotiksiz üretim yapmak için gereken anahtar faktörlerin tanımlanması sistemi üzerine kurulan ORIGINS antibiyotik ya da koksidiostat kullanmaksızın üretim yapılabilecek en olası çiftliğin istatistiki olarak saptanmasını sağlıyor. Sistem, antibiyotiksiz üretime geçmek için gerekli olan ihtiyaçları da belirleyerek iyileştirmeler yapılmasına imkan veriyor. Böylece üretim performanslarının optimizasyonunu sağlanırken antimikrobiyal kullanımı da azaltılmasına belirgin katkı veriyoruz.
HIPRA Türkiye kurulalı 14 yıl oldu. Küçük bir ekiple Ankara´da başlayan yolculuğunuz bugün hem kanatlı hem büyükbaş hem de balık sağlığı alanlarında Türkiye´nin önemli bir firması, tedarikçisi oldu ve güçlü bir ekibe sahip. HIPRA Türkiye´yi anlatır mısınız?
HIPRA Türkiye olarak 2006 yılında ilk olarak kanatlı ekibimizin kurulmasıyla 4 kişilik mütevazi bir kadro ile Ankara´da faaliyetlerimize başladık. 2008 yılında ise ruminant ekibimizin de kurulmasıyla birlikte Türkiye´de merkez ofislerimizi ve depolarımızı İstanbul´a taşıdık. Mevcut durumda ülkemizde veteriner hekim istihdam eden tüm entegrasyon, işletme ve veteriner kliniklerine ziyaret götüren ve son yıllarda pazara en çok sayıda yeni ürün veren, sektörün öncü ve lider firmalarından biri konumuna geldik.
ülkemize ek olarak, bizim sorumluluk alanımıza giren Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´nde de distribütörlerimiz kanalıyla faaliyet gösteriyoruz ve bu ülkelerde de her geçen zaman pazar payımızı ve etkinliğimizi artırıyoruz.
Veteriner hekim meslektaşlarımıza ve ülke hayvancılığına faaliyet gösterdiğimiz her segmentte yenilikçi, kaliteli ürün ve hizmetler sunmak her zaman önceliğimiz oldu. Müşterilerimize ve iş ortaklarımızla daha güçlü iletişim kurmak ve daha iyi hizmet verebilmek için her geçen yıl sahada çalışan ekiplerimizin sayısını artırıyoruz. 4 kişi ile faaliyetlerimize başladığımız HIPRA Türkiye´de bugün, Ruminant, Kanatlı ve Aqua olmak üzere 3 farklı iş birimimizle, 5 farklı bölgede, 40´ı aşan çalışanımızla, başta aşılar olmak üzere 100´e yakın geniş ürün portföyümüz ile sahaya hizmet vermeye devam ediyoruz.
2020 yılı HIPRA Türkiye olarak nasıl geçti? 2021 yılındaki yeni projeleriniz nelerdir?
Covid-19 pandemisine bağlı zorluklara ve kurlardaki sert dalgalanmalara rağmen HIPRA Türkiye olarak faaliyet gösterdiğimiz temel iş alanlarında pazarın en fazla büyüyen firmalarından biriyiz. Bu sene de hedeflerimizin üzerinde yılı kapatacağız ve 14 yıllık aralıksız çift haneli büyümemizi devam ettireceğiz. Bu anlamda başarılı bir yılı daha tamamlıyoruz. Bu önemli başarıda, saha ekiplerimizin stratejik endikasyon alanlarımızdaki yüksek performansları ve genel merkezimizdeki arkadaşlarımızın sahaya verdikleri destek çok belirleyici oldu.
Bu sayede, STARTVAC, HIPRABOVİS-4, VIMCO, AGALAXIPRA, EVALON, HIPRAVIAR - SHS ve HIPRAGUMBORO - GM97 gibi segmentlerinde lider olan ürünlerimizde agresif büyüme rakamları yakaladık.
2021 yılına, sahada müşterilerimize ve iş ortaklarımıza daha iyi hizmet verebilmek için kadrolarımızı genişleterek aramıza katılan 4 yeni arkadaşımızla birlikte çok güçlü bir giriş yapıyoruz. Bunun yanında, yeni yılda, mevcut ürünlerimizdeki yüksek performansımızı sürdürürken Ruminant ve Kanatlı sağlığına yönelik, sahada hekimlerimizin ihtiyaç duydukları önemli alanlarda 4 farklı ve yenilikçi aşıyı ve yeni bir Akıllı Aşılama cihazını pazara vermeyi hedefliyoruz.
Yeni ürünlerimizden biri sığır mastitislerine karşı daha önce pazarda bulunmayan ve süt hayvancılığının en zorlu enfeksiyonlarından birine karşı geliştirdiğimiz ve sektörün uzun yıllardan beri beklediği yeni nesil, subunit bir aşı.
Aynı şekilde BRSV´ye karşı yenilikçi bir aşının daha lansman hazırlığındayız.
Ek olarak, kanatlı sektörüne yönelik yine yeni nesil ve yeni teknoloji bir aşının lansmanını yapacağız. Kanatlı entegrasyonlarına bir çok avantaj sağlayacak aşımızı, yine tamamen HIPRA olarak bizim geliştirdiğimiz yepyeni bir Akıllı Aşılama cihazı ile birlikte tanıtacağız.
Lansmanını yapacağımız yeni kanatlı aşılarımızdan bir diğeri ise yumurtacı tavuklarda son yıllarda dahada fazla soruna neden olan, yüksek verim kaybı ve mortalitelere yol açan önemli bir hastalığa karşı geliştirildiğimiz bir aşı olacak. 2021 yılı, HIPRA için veteriner hekimlere bir çok yeni ürün sunacağımız hareketli ve keyifli bir yıl olacak.
Üretim, Ar-Ge´nin yanında eğitim ve hizmetlere de önem veren bir firmasınız. Eğitim ve hizmetler konusunda neler yapmaktasınız?
HIPRA olarak gerek kurumsal gerekse uluslararası arenada tanınan kanaat önderlerin mesleki bilgi birikimlerini ve tecrubelerini meslektaşlarımıza aktarabilmek için çeşitli mesleki gelişim ve eğitim çalışmaları hayata geçiriyoruz. Her yıl düzenlenen HIPRA Üniversitesi eğitimlerine Türkiye´den meslektaşlarımızı davet ederek onların hayvan sağlığı alanında güncel gelişmeleri yakından takip etmelerine yardımcı oluyoruz.
HIPRA Üniversitesi veteriner hekimlerin, koruyucu hekimlik alanında eğitim almalarını hedefleyen sürekli bir eğitim programıdır. Bu program, verilen eğitimlerin içeriğinin kalitesini garanti eden bağımsız ve lider CPD akreditasyon kurumu tarafından da akredite edilmektedir.
HIPRA Üniversitesi, eğitim faaliyetlerimiz kapsamında Türkiye´de, İspanya´da, ABD´de, İngiltere, Belçika ve İtalya´da bir çok üniversite ve bu üniversitelerdeki bir çok tanınmış öğretim üyesiyle iş birliği yapıyoruz. Cornell Üniversitesi, Nottingham Üniversitesi, Barcelona ve Girona Üniversiteleri, Gent Üniversitesi, Milano Üniversitesi ve ülkemizdeki üniversitelerde bir çok tanınmış bilim insanı ile iş birliği yapıyoruz.
Dergiyi Görmek İçin Tıkla