BİR SONRAKİ KORONAVİRÜS KABUSU, DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDEN DAHA YAKIN!

Geri Dön
BİR SONRAKİ KORONAVİRÜS KABUSU, DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDEN DAHA YAKIN!

Dünyanın dört bir yanındaki yetkililer, yeni ve gittikçe ölümcül koronavirüs salgınını kontrol etmek için uğraşıyor olsa da, halk sağlığı ve bulaşıcı hastalık uzmanları, iklim değişikliğinin yeni felaket risklerini çok daha tehlikeli hale getireceğini belirtiyor.

 Son yıllarda, bilim adamları ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların çoğunu hayvanlarla, özellikle de vahşi yaşamla ilişkilendirdiler. Bu vahşi yaşamın çoğu, küresel ısınma ve doğa kaybı ile yer değiştiriyor. İnsanlarla yakın temas, enfeksiyona daha duyarlı olan türler ortaya koyuyor. Son çalışmalar, bu endişe verici virüs rezervinin hayvan saçılımı ve enfekte insanlar ile yayılmasnın, diğer mikropları da ortaya çıkaracağını ve daha büyük bir felakete yol açacağını gösteriyor.

Davis California Üniversitesinde epidemiyoloji ve ekosistem sağlığı profesörü Christine K. Johnson “Sadece pazarları kapatıp dezenfekte etmeye devam edemeyiz. Daha proaktif bir şekilde çalışmamız gerekiyor” dedi.

Son haftalarda dünya genelindeki manşetlere konu olan pazar, Çin’in Wuhan kentindeki deniz mahsüllerinin büyük dağıtım merkeziydi. Ancak salı gününe kadar, ABDde en az beş vaka da dahil olmak üzere 16 ülkede 100den fazla kişiyi öldürdüğü ve yaklaşık 4.700 kişinin hastalığa yakaladığı belirlendi.

Bu son krizden önce bile, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilen PREDICT adı verilen büyük bir girişim 10 yıldan fazla bir süredir, sadece Asya ve Afrikada yaklaşık 1000 yeni hayvan kaynaklı virüsü ortaya çıkardı. Johnson, projenin özellikle ölümcül Ebola ve Nipah virüsleri gibi insan patojenleri olarak bilinen soya ait virüsle ilişkisini araştırdıklarını söyledi.

SARS, MERS ve yeni Wuhan koronavirüsünü de içeren bu aileden 92 koronavirüs saydı. İkinci virüs geçici olarak at nalı yarasalara, belki de hastalığın muhtemelen insanlara atladığı ve şimdi kapatılmış pazarda satılan yılanlar gibi ara konaklarla ilişkilendirdi.

Yaşam alanı değiştikçe, insanlar ve vahşi yaşam hareket birbirleriyle daha fazla temas edecekler. Daha fazla temas da hayvan hastalıklarının insanlara bulaşma riskini de önemli ölçüde artıracak.

Örneğin, araştırmacılar 1998-1999da 100den fazla insanı öldüren Malezyadaki Nipah virüsü salgınının, orman yangınları nedeniyle kaçan meyve yarasalarının ve El Niño ile ilgili bir kuraklığın, domuzlarla aynı çiftliklerde yetiştirilen meyve ağaçlarıyla beslemeye başladığı sonucuna vardı. Temas sonucunda, virüsün yarasalardan domuzlara, domuzlardan ise çiftçilere bulaştığı görüldü.

Canlı hayvan pazarlarında yer değiştirme veya hapsetme nedeniyle, stresli hayvanlar hastalığa daha duyarlı olur. Stresli olduğunuzda bağışıklığınız zayıflar ve bu nedenle daha fazla virüs yayılır. Bu “süper parçalayıcı” etki, bilindiği gibi yayılma olayı riskini daha da artırır.

İklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan patojen riski, sadece tropik bölgelerle sınırlı değil. Araştırmacılar geçtiğimiz günlerde Tibette eriyen bir buzulun içinde, 15.000 yıl boyunca buz çekirdeklerine gömülmüş 33 virüsün (28i bilimde yeni) bulunduğunu duyurdular. Araştırmacılar “Bu buz eriyiği, patojenleri çevreye salabilir. Birçok mikrop elbette insanlarda hastalığa neden olmaz, ancak buzullarda ve permafrostta binlerce yıldır dondurulduktan sonra uyanan -zombi virüsler- daha fazla gözetim için acil çağrıları harekete geçirebilir.” dedi.

Washington DCdeki George Washington Üniversitesinde küresel sağlık profesörü olan Christopher Mores, araştırmacıların en azından permafrost ve buzulların nerede eridiğini bildiklerini ve onlara potansiyel patojenler için nerede örnekleme yapmaları gerektiği konusunda iyi bir fikir verdiğini söyledi. Ancak bu karışıklıkta hangi hastalıkların gizlendiğini anlamaya çalışmanın zor olduğunu söyledi.

Kaynak: Bryn Nelson

 

 

Dergiyi Görmek İçin Tıkla
Haber ve dergilerin içeriklerini görebilmek için