Geri Dön
Su ürünleri ve kümes hayvanları, küresel hayvansal protein pazarının payına yönelik rekabetçi savaşı kazanıyor.
Küresel hayvansal protein ihtiyacını oluşturan çeşitli türler arasında rekabet edebilirlikte büyük farklılıklar vardır. Bu rekabetçi savaşta kazananlar, hem tüketiciler tarafından çok arzulanan ve hem de üretecek kadar verimli olan türlerdir.
Küresel protein üretimi eğilimleri açıkça kimin kazandığını ve kimin geride kaldığını gösteriyor.
1990-2014 büyüme oranları aynı şekilde devam ederse, piliç eti 2020 yılına kadar şu an 1 numaralı protein kaynağı olan domuz etinin yerini alacaktır. Çok uzak olmayan bir gelecekte balık yetiştiriciliğinin piliç eti üretimini geçmesi öngörülüyor.
Proteinler arasındaki büyüme oranlarındaki dramatik farklılıklar
Toplam protein tedariğinde rekabet edebilme yeteneği üretim eğilimleriyle ortaya çıkar. En hızlı büyüyen türler, büyük ölçekli üretime uygun ve en verimli olanlardır. (Bkz. Şekil 1)Şekil 1, Piliç eti, yumurta, su ürünleri (çiftlik balıkları ve karides), domuz ve ruminant ve birkaç küçük et kategorisi dünya nüfusu için 1990 ila 2014 Bileşik Yıllık Büyüme Hızları (CAGR)’nı içermektedir. Nüfustan daha yavaş büyüyen tek et kategorisi büyük baş ve mandadır. Bu kategoride büyüme hızı en yüksek olan sığır etidir.
Ayrıca verilere göre toplam protein üretimi, yumurta ve su ürünleri üretimi dahil, nüfustan yüzde 1,5 daha hızlı büyümekte ve bu da kişi başına yıllık yüzde 1,5 oranında bir küresel büyüme olduğu sonucunu gözler önüne sermektedir. Sığır eti ve manda üretimi ise küresel nüfustan çok daha yavaş büyümekte ve kişi başına düşen ortalama tüketimi daralmaktadır.
Yem verimliliği büyümeyi hızlandırır
Tablonun CAGR sıralamalarına bakıldığında, yüksek dereceli protein üreticisi kategorileri genellikle en verimli yem kullananlardır. Yem verimliliği üretim maliyeti ile doğrudan ilgilidir. Yemden yararlanma oranlarına baktığımızda bunun en büyük istisnası domuz ve daha verimli olan hindidir.
Bir diğer önemli faktör tüketici kabulüdür. En hızlı büyüyen türler evrensel olarak kabul görmüştür. Tüm kümes hayvanları ve balıklar bu kapsamdadır. Hem sığır hem de domuz eti, dünyanın bazı bölgelerinde talebi sınırlayan önemli dini ve kültürel engellerle karşı karşıyadır. Mükemmel yem verimliliğine rağmen, hindi eti Kuzey Amerika ve Avrupa’nın bazı bölge pazarlarında kendine yer bulamamıştır.
Ruminantlar otu ete dönüştürebilse de, küresel büyüme oranlarında çok düşük sıralarda yer almaktadır. Aksi taktirde, gıda üretimi için kullanılmayacak olan otların kullanılma kabiliyetinin ruminant tarafından dönüştürülebilir bir besin kaynağı olmasının bir rekabet avantajı olduğu iddia ediliyor. Ruminantların olumsuz tarafı hayvanlar sınırlandırılmadan ve karma yemlerle beslenmiyorsa. arazi otlatma şartlarının, işletme ölçeğini de sınırlamasıdır. Ruminantlar, tahıl ve yağlı tohumların ete dönüştürülmesinde monogastrik hayvanlar kadar verimli değildir. Sonuç olarak, ruminant üretimi modern su ürünleri, kümes hayvanları ve domuz üretim sistemleri ile maliyet açısından rekabetçi değildir.
Proteinler için trend projeksiyonları
Uzun vadeli üretim trendlerine bakıldığında, kültür balıkçılığı ve kümes hayvanları, küresel tarım hayvan proteini pazarının payı için rekabet mücadelesini açıkça kazanmaktadır. Savaş neredeyse tamamen tek taraflı. Sadece domuz eti yetişmeye bile yakın. (Bkz. Şekil 2)
Grafikteki tahminler, FAO 1961-2014 veri setinin tamamını değil, 1990-2014 bileşik ortalama büyüme oranlarını temel almaktadır. Bu veriler alt kümesi temel olarak 1980’de meydana gelen sığır eti ve bufalo üretimindeki çarpıcı yavaşlama nedeniyle kullanılmıştır. Tabloda, 1980 öncesi verilerin kullanılması ile öngörülen 2025 sığır eti üretimini tahmin etmektedir.
Burada su ürünleri yetiştiriciliği ve karides içeren su ürünleri tanımlanmaktadır. Oysa büyüme hızları domuz etinden üç kat ve ruminantlara göre beş ya da daha üstü kat fazladır. Son zamanlarda kültür balıkçılığı üretim ivmesine bakmamış olanlar hem ölçek olarak hem de büyüme oranını araştırdıklarında şaşırtabilirler. Bunun sebebi, balıkçılığın büyük ölçüde Asyalı bir fenomen olması ve Asya’da Çin, Hindistan, Endonezya ve Vietnam’da yoğunlaşması olabilir. Asya, kültür balıkçılığı üretiminin küresel kategoride yaklaşık yüzde 88’ini oluşturmaktadır.
Proteinler büyüme hızlarında nasıl sıralanırlar?
Global bazda baktığımızda halen yine de su ürünleri yetiştiriciliği tavuk yetiştiriciliğine göre daha hızlı bir artış gösteriyor. Son zamanlarda domuz eti üretim oranlarındaki büyümeye bağlı olarak, dünya piliç eti üretimi 2020 yılına kadar domuz etini aşması öngörülüyor.
Tavuk dışındaki kümes hayvanları kategorisinde bazı türler tavuktan biraz daha hızlı büyüyor. Başlıca türler ördek ve kazlardır ve ana üretici Çin’dir.
Genellikle göz ardı edilen yumurta üretimi (küçük ördek, kaz ve diğer kümes hayvanları hariç) tüm proteinlerle aynı oranda, domuz etinden daha hızlı fakat tavuk ve su ürünlerinden daha yavaş büyüyor. Yumurta, özellikle gelişmekte olan ülkelerde tercih edilen bir gıda kaynağıdır.
Modern toplumumuzda mega çiftlikler için bir gelecek var mı?
Bu, toplumumuzu, özellikle de gelişmiş ülkeleri katman katman şaşırtmaya devam eden bir sorudur.
Bazı siyasi düşüncelere göre, mega çiftlikler ortadan kaldırılmalıdır çünkü yönetim politikaları karmaşıktır. Ancak çoğunlukla kirlilik, düzenleme ve ulusal sınırların ötesine geçme kabiliyetleri ve bunların vergilendirme, himaye vb. ile ilgili olabilecek her şeye odaklanmaya mega çiflikler günümüz teknolojisiyle gelişime açıktır. Bazı durumlarda, bu mega çiftlikler mega teknoloji şirketlerine benzemektedir.
Öte yandan, mega çiftlikler, özellikle sürdürülebilirlik, hesap verilebilirlik ve binlerce küçük çiftliğin birleşimi olduğunda izlenmesi zor olan ama daha kolay olan pek çok “yetenek” meselesine odaklandığımız için mümkün olan tek gelecek olarak kabul edilmektedir. Ölçek ekonomisi de, özellikle ilerleyen ve genişleyen, aynı zamanda daha iyi beslenmeyi talep eden ve yaşanacak daha iyi bir ortam talep eden bir dünyada devreye giriyor.
Dergiyi Görmek İçin Tıkla